Dolar 34,4790
Euro 36,4005
Altın 2.956,07
BİST 9.292,39
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara 17°C
Hafif Yağmurlu
Ankara
17°C
Hafif Yağmurlu
Cum 17°C
Cts 2°C
Paz 2°C
Pts 2°C

YAZILAMAYAN TEŞKİLAT MİT

YAZILAMAYAN TEŞKİLAT MİT
07/03/2013 5:41 PM
20.471
A+
A-

http://tbmm.ajanspress.com.tr/customer/basic/press/Displayer.aspx?id=21115060&

Yazılamayan Teşkilat Mit

Türkiye’de son yıllar kaos ile fırsat arasında yaşanır oldu. Ülkenin geniş potansiyeline baktığımızda bir kısım fırsatların bir kısım kaoslar ile doğduğunu görmeye başladık. Başbakan’ın sürekli olarak eskiden sürekli kaoslar olurdu söylemine benim kişisel cevabım her 10 yılda bir şeklindeydi. Hükümet 2002 yılında çıktığı serüvene 2013 yılında da devam ediyor. 2012 yılı sonu itibari ile 10 yıllık gelinen hükümet sürecinde krizlerin ardı ardına patlak verdiğini görmeye başladık. Hükümet doğru adımlar attığına inansa da İmralı süreci ve öncesinde yaşananlar Başbakan’ın sinirlerini epey gerdi. Şimdi ise; sürecin en önemli ismine ve teşkilatına yani MİT gündemine değiniyorum.

Kurumsal iletişimde bir efsane olan MİT kuruluşuna inmekte fayda var. MİT Türkiye’ nin en özel kurumu olmasının yanı sıra en şeffaf yapısına sahiptir. Ve herkesin iddia ettiği gibi gizlide değildir. Özellikle son dönemde neredeyse MİT personelini tanıma kılavuzları yayınlanacak kadar net biçimde teşkilat yapısı halka açıklanmıştır. MİT bir Atatürk projesidir. Ulu önder Atatürk’ ün 1925 yılında”… muasır devletlerde olduğu gibi, bizde de modern bir istihbarat teşekkülü kurmak mecburiyetindeyiz…” direktifi doğrultusunda kurulmuş olan teşkilat bugünkü yapısına büyük zorluklar içerisinde ulaşmıştır.

Operasyonel Değil İdeal Devlet

MİT kurmaylarının üzerinde yıllarca çalıştığı en önemli konu operasyonel devlet sürecidir. Özellikle Türkiye’ nin jeo stratejik konumları nedeniyle birçok istihbarat teşkilatının neredeyse merkez üssü konumuna gelmiş olması MİT tarafından önemle takip edilmiş bir süreç. MİT tarihçesine indiğimizde mevcut felsefenin bir Cumhuriyet modeli olduğunu fark ederiz.

Türkiye’de, sistemli ve organize nitelikte istihbarat örgütü kurma girişimleri kapsamında Osmanlı Devleti’nin son yıllarında istihbarat kurumlarına yönelik faaliyetler başlamıştır. Ülkede siyasi birliğin korunması, ayrılıkçı hareketlerin önlenmesi ve özellikle yabancı devletlerin Ortadoğu üzerinde odaklaşan faaliyetlerinin izlenebilmesi için bireysel bazda ve sınırlı nitelikte sürdürülen istihbarat çalışmalarının bir merkezden organize biçimde yürütülmesine ihtiyaç duyulması sonucunda 17 Kasım 1913 tarihinde Enver Paşa tarafından Teşkilâtı Mahsusa isimli istihbarat örgütü kuruldu. Teşkilâtı Mahsusa halen daha yapısını özel bir statüde koruyan alt yapı olarak mevcudiyetini korumaktadır. Yapı, mevcut haliyle milli istihbarat politikalarının üretilmesine fayda sağlayan bir düşünce kuruluşu yapısında çalışmalarını Dünya genelinde sürdürmekte olup, operasyonel faaliyeti bulunmamaktadır.

Özellikle, I. Dünya Savaşı sırasında askeri ve paramiliter hareketler gerçekleştirerek önemli görevler üstlenen Teşkilâtı Mahsusa, savaşın sona ermesiyle 30 Ekim 1918 tarihinde imzalanan Mondros Mütarekesi sonrasında yasal olarak dağılmıştır daha doğrusu dağıtılmıştır. Sürecin devamında Karakol Cemiyeti, Zabitan, Yavuz, Hamza ve Felah gurupları ile Askeri Polis Teşkilatlarının kurulması şeklinde devam eden sürecin tüm mimarları Teşkilâtı Mahsusa mensuplarıdır.

Gelinen noktada Cumhuriyet kurulmuş Türkiye’ nin dinamikleri hızlanmaya başladığı süreçte Enver Paşa tarafından Müsellâh Müdâfaai Milliye ismiyle kurulan istihbarat grubuna TBMM Hükümeti, 3 Mayıs 1921 tarihinde kısa adı” M. M.” (MİM MİM) olan bu örgütü resmiyet kazandırarak hizmete sokmuştur. Bu sayede Türkiye operasyonel devlet sürecini aktif bir biçimde MİT kuruluncaya kadar yaşamıştır.

Güçlü Ülke Tek İlke

Cumhuriyet Döneminde Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak’ın 6 Ocak 1926 tarihli emri doğrultusunda, Türkiye Cumhuriyeti’ nin ilk istihbarat kuruluşu olan Millî Emniyet Hizmeti Riyâseti (M. E. H. / MAH) kurulmuş ve faaliyetlerine başlamıştır. Teşkilât, 5 Ocak 1927 tarihinde şeklen İçişleri Bakanlığı’ na bağlanmıştır. 6 Ocak 1926 – 5 Ocak 1927 tarihleri arasındaki bir yıllık dönem çalışmaları, dönemin yöneticileri tarafından Riyaset’in kuruluşuna hazırlık dönemi olarak değerlendirilmiş ve bir gün sonraki 6 Ocak 1927 tarihi MAH’ın kuruluş tarihi olarak kabul edilmektedir. Görülmektedir ki; süreç farklı boyutlarda ancak Güçlü Ülke Türkiye modelinde Tek İlke ile hareket etti rilmiştir. Gazi Atatürk’ ün Avrupa’ da ve diğer ülkelerde yetiştirilen istihbarat mensuplarını dahil ettiği bu kadrolar ile MİT hayat bulmuştur. Devamında devletin millî güvenlik politikasının hazırlanmasıyla ilgili her konuda istihbaratın tek elde toplanabilmesi amacıyla, 22 Temmuz 1965 tarihinde TBMM tarafından 644 sayılı kanun kabul edilmiş ve bu kanun ile kuruluşun adı Millî İstihbarat Teşkilâtı (MİT) olarak değiştirilmiştir. MİT asıl varl
ığını 1 Kasım 1983 tarihinde 2937 sayılı” Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Millî İstihbarat Teşkilâtı Kanunu” çıkarılmış olup, kanun 1 Ocak 1984 tarihinde yürürlüğe girerek MİT yapısını bugüne göre güncellemeye başlamıştır.

2012! Fidan ve MİT Krizleri

Özellikle 2012 yılında MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ ın emriyle yabancı istihbarat birimlerine yönelik yapılan sessiz operasyonel faaliyetler Amerika başta olmak üzere Avrupa ve İsrail tarafından rahatsız edici bulunarak durdurulmak istenilmiştir. MİT her anlamda zarar görmeli ideolojisi ile hareket eden kesimler ve ülkeler, MİT Müsteşarını hedef listeye koyarak dev bir saldırı başlatmıştır.

Bugün gelinen noktada MİT, Hedef Ülke Türkiye’ nin Hedef Teşkilatı haline gelmiştir. Ordusu, emniyet teşkilatları ve yargı sistemine yapılan tüm operasyonlar MİT içinde geçerli bir hal haline gelmiştir. MİT yıllardır verdiği mücadele de kimliksiz ve mezarsız şehitlerini, vatanın ve vatandaşının bağrına gömerken, kendisine ve ülkeye karşı yapılan mevcut saldırılara Ya istiklal Ya Ölüm! sloganı ile karşı koymaya devam eden isimsiz kahramanların asli kimliğidir.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.