YAZI DİZİSİ-8 ASTSUBAYLAR: ODA HAPSİ KALDIRILSIN ADİL YARGILANMA SAĞLANSIN
YAZI DİZİSİ-8 HAZIRLAYAN: ÇAĞRI BİLGİN
ORDUNUN ORTADİREĞİ ASTSUBAYLAR
http://www.ajanspress.com.tr/customer/basic/press/Displayer.aspx?id=20665555&
Oda hapsi kaldırılsın adil yargılanma sağlansın
Astsubayların yeni ‘Disiplin Yasa Tasarısı’nın bazı maddelerine itirazları var.
Tasarıdaki yargılanma ve disiplin cezası usullerinin Anayasa ve Türk Ceza Kanunu’na uygun düzenlenmesini talep ediyorlar.
Oda ya da göz hapsi cezalarının bitmesinin yanı sıra adil yargılanma hakkı istiyorlar
‘Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu Tasarısı" TBMM Başkanlığı’na sunuldu. Muvazzaf ve emekli astsubaylar, fazla tekniğe girmeden bu yasa tasarısındaki haksızlıklara dikkat çekiyor. Tasarının bir kısım maddelerinin, evrensel ceza hukuku yasaları ve uluslararası insan haklarına ilişkin metinlere uygun olmadığı ve bu haliyle Türk Silahlı Kuvvetleri’nde (TSK) süregelen disiplin yanlışlarını düzeltmeye yeterli olamayacağım düşünüyorlar. Aksine; amir, üst ve ast arasındaki saygı ve sevgi ortamını zedeleyeceğini vurgulanıyor. Astsubaylar, TSK’dan ayırma işlemlerine esas olan idari takdir yetkisinin, genişletilmesiyle personelin aidiyet duygusunu zedeleyici nitelikte düzenlemelere yer verildiğini söylüyor. Tasarının birinci maddesinde, "TSK’da etkin bir disiplin sisteminin tesisi, muhafazası ve idamesinin amaç edinildiği" açıklanmıştır diyen bir astsubay şöyle devam ediyor:
İHTİYAÇ VAR
"Ancak tasarıya bakıldığında, disiplinin amir ve üst konumundaki personele, astları konumundaki personel üzerinde geniş yetki ve özgürlüğü bağlayıcı cezalandırma yetkisi vermek suretiyle sağlanabileceği anlayışının hakim olduğu anlaşılıyor. En başta sorgulanması gereken husus, disiplinin katı kurallar ve kişi özgüllüğüne yapılan müdahalelerle mi? Yoksa astın ve üstün hukukuna riayetiyle mi sağlanabileceğinin araştırılmasıdır. 50 yıldan fazla süredir uygulanan disiplin mevzuatının da aynı doğrultuda düzenlendiği ve disiplin amirlerinin kişi özgürlüğünü kısıtlayan yetkilerle donatıldığı ve bu sebeple disiplinin tesisine olumlu etkisinin olmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle de yeni bir disiplin tasarısı ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Bu yeni tasarıda da aynı yetkilerle disiplinin etkin bir şekilde sağlanabileceği düşüncesi, önceki düzenlemeden kaynaklanan sorunların ortadan kaldırılamayacağının göstergesidir. Yeni tasarıyla, AİHM nezdinde amirlerce verilen ‘oda yada göz hapsi’ cezalarının kaldırılması ve bu anlamda ülkemizin AİHM nezdinde tazminata mahkum edilmesinin önüne geçilmesi amaçlanıyor. Bunun dışındaki düzenlemelerin ise mevcut disiplin durumuna olumlu etkisinin olmayacağı, aksine amirle ast arasındaki sevgi, saygı ve muhabbete dayalı disiplin ortamını sağlamaya yeterli olmayacağı açıkça anlaşılıyor."
KABUL EDİLEMEZ
Aynı astsubay devam ediyor: "Keza; tasarının besince maddesindeki, ‘Herhangi bir fiilden dolayı ilgili hakkında yapılan adli soruşturma veya kovuşturma, aynı fiilden dolayı ayrıca disiplin soruşturması ve tahkikat yapılmasını, disiplin cezası verilmesini engellemez’ şeklinde bir düzenleme var. Kişinin işlediği
iddia edilen bir suçun, disiplin mevzuatında yazılı düzenlemelerden birinin ihlalini doğurması durumunda, soruşturmaya rağmen yetkili amir tarafından ayrıca disiplin cezası verilir. Bu durumda, suçu tespit edecek ve cezalandırma yoluna gidebilecek olan makam adli soruşturma ve kovuşturma makamları olmalıdır. Buna rağmen, disiplin cezası vermeye yetkili amir tarafından, ayrıca disiplin cezası verilmesine imkan tanıyan bu düzenlemenin kabulü mümkün değildir.
KEYFİYET OLMASIN
Çünkü keyfiliğe sebebiyet verebilecektir. Ağır mağduriyetlere sebebiyet verebilecek yönde keyfiliklere tasarıda yer verilmemelidir. Amirin tek basma disiplin soruşturması yapabilmesi keyfiliğin önüne geçemez. Amirin sadece emri altındaki personelden soruşturmacı tayin etmesi de aynı neticeyi doğurur. Bu sebeple, mümkün olduğunca, suç işleyenin doğrudan amiri olmayan ve disiplin amirinin de doğrudan emri altında olmayan personelden soruşturma heyeti teşkil edilmesi gerekir. Bunun gibi, disiplin suçu işlediği iddia edilen personelle aynı statüde ve onun görevi itibariyle aynı durumunu bilen personelden de en az 1 kişinin soruşturmacı heyete dahil edilmesi doğrudur.
‘3 YÖNTEMLE ATILIYORUZ’
Bir başka maddede de 3 farklı yöntemle askeri personelin TSK’dan ilişiğinin kesilebileceği belirtiliyor. Bunlar; ayırma cezası verilecek personelin disiplin amirlerince başlatılan işlem, ikincisi doğrudan Yüksek Disiplin Kurulu’nca başlatılacak işlem ve doğrudan Genelkurmay Başkam tarafından başlatılacak işlem. Her 3 yöntemde de personel hakkında düzenlenecek olan belgelerin Yüksek Disiplin Kurulu’na gönderilmesi ve kuvvet komutanı onayı dışında başka bir makamın onayına gerek kalmaksızın ilişiğinin kesilmesini öngörüyor. Oysa ayırma işlemlerinin tamamen mahkeme kararlarına dayalı olarak tesis edilmesi gerekmez mi?" Tasarının 21’nci maddesini yorumlayan bir başka astsubay da şu tespitte bulunuyor: "Disiplin ceza puanına bağlı olarak ayırma cezası veriliyor. Oysa bunun disiplin amirleri tarafından verilecek cezalardan ziyade disiplin kurulları ve askeri mahkemelerce verilen cezalara dayandırılması gerekmez mi?
Disiplin amirleri bir takım sübjektif düşüncelerle ceza verebilir. Bu cezalara dayanılarak personel hakkında ayırma cezası verilmesi doğru mu? Disiplin kurulları ve askeri mahkemelerce verilecek cezalar ve ardından yapılacak uyarılara uygun davranış sergilenmemesi durumunda personel hakkında ayırma işlemi tesis edilmesi gerekmez mi? Aksi durumda, birçok personelin mesleki geleceği amirlerinin inisiyatifine bırakılmış olacaktır."
‘Eşimin başını açtırmak zorunda kaldım’
İsminin açıklanmasını istemeyen ordudan atılmış bir astsubaya kulak veriyoruz "Dindar bir köylü ailenin çocuğu olarak ortaokuldan sonra 14 yaşında deniz astsubay hazırlama okuluna başladım. Seyir astsubayı kadrosunda Mersin’de görev başladım. Komutanımın davranışları altında ezildim. Disiplinin tesisi adı altında her fırsatta onurumu kırdı. Ramazan ayında emrindeki 28 astsubayı toplantıya alıp çaycıya ‘kelle say herkese çay getir’ deyip oruçluyken önüme çay koydurttu. Komutanın eşinin düzenlediği çaya eşimin katılması için baskı gördüm. Eşimin başını açıp makyaj yaptırıp subay orduevine çaya götürdüm. Emrim altındaki astlarımın yanında benimle konuşmayıp iş dağılımını direk astlarımla yapıyor beni psikolojik olarak eziyordu. Ayak bileği melek i şişmeden dolayı eklem romatizması teşhisiyle devlet hastanesinden istirahat almama rağmen, "İstirahatini gemide geçirmen uygundur" diyerek yetkisini aşıp hukuksuz bir muamele yaptı. Tatbikat sırasında köprü üstü denilen geminin kumanda merkezinde gürültüden dolayı yükses sesle yanıt verdiğim için amire saygısızlıktan 21 gün oda hapsi aldım…. Bunun gibi birçok olay ve ben TSK’dan atıldım. Eşimin terk etmesi ve babamın dışlayıp küsmesiyle başlayan sıkıntılı dönemim tam 4 yıl sürdü."
‘Henüz 28 yaşındayım psikolojim çok bozuk’
"Mesleğe girerken büyük bir hevesle ve istekle girdim. O üniformayı hep üzerimde hayal ettim. Ama mesleğe yeni girmiş bir astsubay olarak beni pes ettirdiler. Son 3 yılda hayatımın önceki 25 yıl boyunca aşağılanmadığım kadar aşağılandım. Sesimi çıkaracak oldum evimin yüzünü göremedim. Akşam mesai haftasonu mesaileriyle aile hayatım bozuldu. Evimize saatinde gidebilelim diye hiçbir şeye ses çıkaramaz oldum.
Eşim hastalandı ilgilenemedim. Mesai saatimiz bir kişinin dudakları arasındadır, istediği zaman 24 saat çalıştırır. Bunun için hiçbir plan yapamazsınız, otob
üs biletinizi alırsınız, izninize 2 gün kala gönderilmeyeceğiniz söylenir. Bütün planlarınız alt üst olur. Psikolojim bozuldu. Hayatımı 25 sene duygusuz ve gurursuz halde geçirmek zorundayım."
‘Sigaradan 5 gün göz hapsi aldım’
İsmini vermek istemeyen bir astsubayın başından geçen olay ilginç "8 yıllık astsubayım. 2006’da Tokat İl Jandarma’da görevliydim. Operasyondan dönüyorduk. 3 araçlık bir konvoyun konvoy komutanıydım. Arkamdaki araçların ikisinde uzman çavuş vardı. Dönüş esnasında aracımın arkasında bulunan (aracım kamyonet tipi ve arkayı göremiyorum) erlerden birisi sigara içmiş, kaldı ki hakkıdır içebilir çünkü 7 gündür arazide herkesin neredeyse canı çıkmıştı. O dönemin Jandarma Bölge Komutanı olan bir General ve eşi de yanımızdan sivil araçla geçmiş, arkadaki erin sigara içtiğini görmüş. Generalin eşi de arayıp beni şikayet etmiş. Derhal bütün telsizler beni anons etti ve yaka paça 5 gün göz hapsine atıldım. Dünyada böyle ikinci bir meslek acaba var mıdır merak ediyorum? Yıllarca bu cezayı unutamadım.
YARIN: FAZLA MESAİ