TSK, GİRİŞE BAKACAK
http://tbmm.ajanspress.com.tr/customer/basic/press/Displayer.aspx?id=25256487&
Test bitti sıra çekilmede
Son 90 gün çatışma yaşanmaması, gelecek 90 günde de PKK’nın TSK unsurları ile karşı karşıya gelmeden yurdu terk edebileceğinin güvencesi olarak görülüyor.
Gazeteciler, önceki akşamki 23 Nisan resepsiyonunda komutanlara çekilme yi sordu. Orgeneral Kıvrıkoğlu bölgedeki atmosferin olumlu olduğunu söyledi.
PKK, bugün Türkiye topraklarındaki silahlı unsurlarının ülke dışına çekileceğini açıklayacak. PKK’lıların gelecek üç ay içinde nasıl çekileceği, çekilme sırasında TSK birlikleriyle karşılaşma ihtimali ve bu durumlarda yaşanabilecek gelişmeler merak konusu. Ancak, gelen mesajlar ve son 90 gündeki pratik, TSK’nın ve istihbaratın PKK’lıların sınırdan çıkışlarına değil, ülkeye girişlerine ve saldırı ihtimallerine yoğunlaşacağını gösteriyor. PKK’lılar ise çıkışlarını TSK ile karşılaşmayacak şekilde gece ve gizli güzergâhlardan yapacak. Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hayri Kıvrıkoğlu, TSK’nın iç güvenlikle ilgili görevlerini, bugüne dek 3497 sayılı Sınır Güvenliği Kanunu ile 5442 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu’na bağlı olarak yürüttüğünü ve mevzuatta değişiklik olmadığından bundan sonra da aynı kanunlara göre göreve devam edeceğini ifade etti.
Komutanların ortak tavrı
Bugün iki kritik gelişme birden yaşanacak. PKK, çekilme sürecini resmen ilan edecek. Milli Güvenlik Kurulu da bugünkü toplantısında, PKK’nın çekilme sürecinin provokasyonlara ve sabotaj girişimlerine kurban gitmemesi için dikkat edilecek hususları masaya yatıracak.
Muhalefetin bir bölümü, PKK’dan önce TSK’nın bölgeden çekilmeye başladığını ve PKK’nın çekilme sürecine de TSK’nın ‘izleyici’ kalacağı iddialarını ortaya atıyor. Bu soruları Genelkurmay’a sorma, yanıt alma şansı olmamıştı. Ancak önceki akşamki 23 Nisan resepsiyonu sayesinde dört kuvvet komutanını ve EDOK Komutanı’nı bir arada yakalama ve akıllardaki soruları sorma şansı bulduk. Doğrusu, yıllardır Ankara’da gazetecilik yapıp, resepsiyonlarda komutanlara soru soran bir gazeteci olarak komutanların üslup ve yaklaşımlarında büyük bir değişiklik fark ettiğimi söylemek durumundayım. En önemli değişiklik, askerin bir soru geldiğinde kendi görüşünü doğrudan açıklamak yerine siyasi iktidarların kararına ve direktiflerine dikkat çekmesiydi. Örneğin Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’ın “NATO Afganistan’dan çekilirse bile biz kalmaya devam edebiliriz” sözleri Orgeneral Kıvrıkoğlu’na sorulduğunda ilk yanıtı “Hükümet ister ve bu yönde bir direktif gelirse bizim oradaki varlığımız ve gücümüz buna uygun” şeklinde oldu. Aynı şekilde, PKK’nın çekilme süreciyle ilgili bütün soruların yanıtı da komutanlar nezdinde ortaktı ve yürürlükteki mevzuata ve siyasi iktidarın direktiflerine işaret ediyordu.
İki kritik kanun
Askerlerle ayaküstü sohbette Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanları dinleyici konumundaydı. Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Bekir Kalyoncu, EDOK Komutanı Orgeneral Servet Yörük ile Genelkurmay 2. Başkanı Hulisi Akar ise gelen sorulara kayıtsız kalamıyor ama hepsini nazikçe yanıtsız bırakıyordu. Gazetecilerin imdadına kıdem ve dönem olarak kendilerinden ileride olan Kara Kuvvetleri Komutanı Hayri Kıvrıkoğlu yetişti. Orgeneral Kıvrıkoğlu’na bölgedeki atmosferi sorduk. Birlik denetimlerindeki izlenimlerini de aktararak olumlu olduğunu söyledi. Ardından, sık sık bölgeyi ziyaret eden ve daha önce 2. Ordu Komutanı olarak çalıştığı için bölgeyi iyi bilen EDOK Komutanı Servet Yörük’ü de sohbete katarak, izlenimine Orgeneral Yörük’ün olumlu izlenimlerini de ekledi. Bu arada, kendisine TSK’nın bölgeden çekildiğine ilişkin görüntüler ile kamuoyuna ‘çekilme protokolü’ olarak yansıyan iddialar en az dört kez soruldu. O da en az dört kez aynı yanıtı verdi: “TSK’nın bölgeden çekilmesi söz konusu değil. Gelenler, terhis olanlar. Yerlerine yenileri gidecek. Oradaki varlığımız hacim olarak değişmeyecek. TSK iç güvenlik açısından 3497 ve 5442 sayılı kanunlara göre görev yapmaktadır. Mevzuat değişmedi ve bu kanunlar çerçevesinde de göreve devam ediyoruz.” Kıvrıkoğlu’nun sözünü ettiği kanun kara sınırlarının korunması ve güvenliğinin sağlanması ile ilgili esas ve usulleri düzenliyor. Kanuna göre bu görev Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na ait. Kara Kuvvetleri’nin sınır bölgelerinde oluşmuş kapalı güvenlik bölgeleriyle ilgili işlemleri için herhangi bir talimata ihtiyacı yok. Sınır ihlali yapanları yakalayıp adli kolluğa teslim etmek TSK’nın temel görevi ve sorumluluğu. Dolayısıyla PKK’lıların çekilirken sınır birlikleri ile karşılaşması yakalama ve kolluk kuvvetlerine teslim etme gibi bir uygulama gerektirecek. Sınır bölgeleri dışında her yerde 5442 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu geçerli ve saldırıya uğramadığı sürece TSK validen emir almadan adım atmıyor. Ayrıca sınır bölgesi dışındaki yasadışı hareketlilikleri tespit edip valiliklere bildirmek de Kara Kuvvetleri’nin değil, istihbaratın görevi.
90 günlük deneyim
Ankara’da konuşulanlardan ve komutanların dikkat çektiği iki kritik kanunun uygulamasından şunu çıkarmak mümkün: PKK saldırı planlayıp istihbaratın ağına takılmazsa, sınırlardaki TSK üs bölgelerinin görüş menziline girmezse, bölgede askeri unsurlarla karşı karşıya gelmeyebilir. Nitekim ocak ortasından beri PKK’nın ciddi saldırısı olmadı ve ciddi bir çatışma yaşanmadı. Bazı sınırötesi operasyonlar dışında TSK da operasyon yapmadı. Son 90 gündeki çatışmasız dönem, gelecek 90 günün de çatışmasız olabileceğini ve PKK’nın herhangi bir ‘yol kazası’ yaşanmadan çekilebileceğini gösteriyor.