ŞEHİTLERİN RUHUNU SIZLATMAYACAĞIZ
http://tbmm.ajanspress.com.tr/customer/basic/press/Displayer.aspx?id=21104880&
CHP ve MHP’nin tavrı milli değil
Başbakan Erdoğan, çözüm sürecinde muhalefetin şehit yakınlarını ve gazileri istismar ettiğini savunarak “CHP ve MHP, bu çözüm sürecini ısrarla, taviz gibi lanse etmenin peşinde” dedi
ANKARA Milliyet
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin dünkü Meclis grup toplantısında muhalefet partileri CHP ve MHP’nin çözüm sürecindeki tavırlarını eleştirdi ve “MHP ve CHP’nin bu tavrı milli bir tavır değildir, sorumlu bir tavır değildir” dedi. Erdoğan, grup toplantısında özetle şunları söyledi:
– İSTİSMAR EDİYORLAR: Muhalefetin ağır tahrikleri, iftiraları nedeniyle çok az sayıda şehit yakını ve gazinin süreçle ilgili soru işaretleri taşıdıklarına şahit olduk. Bizim şehitlerimizin ruhunu muazzeb edecek, onların kemiklerini sızlatacak hiçbir adımı atmamız mümkün değil. CHP ve MHP, bu çözüm sürecini ısrarla, inatla, sorumsuzca bir boyun eğme, taviz, geri adım gibi lanse etmenin peşinde. MHP ve CHP’nin bu tavrı milli bir tavır değildir, sorumlu bir tavır değildir.
– ATATÜRK ÖRNEĞİ: 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilan ediliyor. Bize karşı kindar olmayan, bize karşı husumet, düşmanlık sergilemeyen her toplumla yeni başlangıç yapmak için Gazi o zaman adımlar atıyor. Kin gütmüyor, intikam duygusunun peşinden gitmiyor.
– TEDİRGİN OLMAYIN: Şehit aileleri hiç ama hiç tedirgin olmasın. Gazilerimiz asla tereddüt içinde olmasın. Bizim şehitlerimiz hangi yoldaysa biz de o yoldayız. MHP ve CHP Genel Başkanı’nı muhayyilesindeki ürkek ve küçük Türkiye’yi tanımadık ve tanımıyoruz. Allah aşkına ülkesini bu kadar küçük, bu kadar ürkek korkak gören biri nasıl milliyetçi olabilir? Şehitleri, şehit ailelerini istismar edip bu ülkeye korkaklık, ürkeklik, bunun yanında fitne salmak milliyetçilik değildir ve olamaz.
– ONDAN BAŞBAKAN OLMAZ: CHP Genel Başkanı çıkmış sürekli şunu söylüyor: ‘Yalan söyleyenden Başbakan olmaz’ diyor. Evet, yalan söyleyenden Başbakan olmaz, doğru. Bunun için de Kemal Kılıçdaroğlu bu ülkede Başbakan olamadı. Şu anda geldikleri noktada ulusalcılar CHP’yi tamamen ele geçirmiş, CHP’yi eski günlerine, kuyunun dibine yeniden çekmiş durumdalar.
– SINIRSIZ ÖZGÜRLÜK OLMAZ: Bir kısım medya, 30 yol boyunca terör karşısında nasıl gayri milli bir tutum takındıysa, bugün de aynı şekilde gayrimilli tutum takınıyor. Bu sürece destek vermek sadece siyasilerin görevi değil, sivil toplum kuruluşları ve medyanın da görevi. Balıkesir’de İmralı görüşmelerini yayımlayan gazete ile ilgili ifadelerim oldu. Hiç kimse bu gayri milli yayıncılığı eleştirmiyor, hiç kimse bu sabotajın üzerine gitmiyor. Köşelerinden o bildik yazarlar, bize basın özgürlüğü dersi vermeye kalkıyor. Sınırsız bir özgürlük olamaz.
– KONUŞMAYACAKSINIZ: Lütfen bu süreç içerisinde konuşmayacaksınız. Çok açık söylüyorum. Çünkü, bu sürecin söylem birliği içinde yürümesi lazım. Önüne gelen konuşmaya kalkarsa, birisi baltayı, taşa vurduğunda, bu çözüm sürecini, kristali kırarız. Biz bu süreci başarıyla bitirmek durumundayız.
MÜSLÜM GÜRSES’İ ANDI
Sivil itirazın unutulmaz önderi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz pazar günü vefat eden, arabesk müziğin en ünlü isimlerinden Müslüm Gürses’i andı. Gürses’in, sanatçılığının yanında, toplumsal muhalefetin ve sivil itirazın da unutulmaz önderi olduğunu söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:
“Tek parti dönemi, tek tip müzik üretme, tek tip müzik icrası ve dinlenmesi için de ağır bir baskı uyguladı. Müslüm Gürses, onunla birlikte sevgili Orhan Gencebay, Ferdi Tayfur, bu tek tipçiliğe karşı itiraz olarak ortaya çıktı. Neden rahatsız oluyorsunuz? Ahmet Kaya’ya yapılanları unutmayın. Seçkinler tarafından, kaymak tabaka tarafından, sözde aydınlar tarafından bu müzik ve bu sanatçılar horlandılar, aşağılandılar.”
KADINA ŞİDDETE SERT ÇIKTI
‘Erkeklik değil korkaklık’
Başbakan Erdoğan, kadına şiddete sert tepki göstererek, “Kadına el kaldırmak, şiddet uygulamak, kadını hunharca katletmek, bazıların
ın töre adı altında ifade ettiği gibi erkeklik değil, kahramanlık değil, korkaklıktır, acziyettir, insafsızlıktır, vicdansızlıktır” dedi. Erdoğan, kadına yönelik şiddet konusunun siyasi bir istismar aracı olarak kullanıldığını, şiddette bir artış varmış gibi lanse edildiğini de söyledi.
Sansürün karşısında biz dururuz
Eleştirimizi açık açık dile getiririz. Ama aynı zamanda sansürün de karşısında gazetecilerden önce dururuz ve durduk. Hiç bir devirde yazamadıklarını bu devirde yazıyorlar. Hakaretse en ağır hakaretleri yapıyorlar. Biz onlara kürsülerden cevap vermiyoruz, diyoruz ki ‘hukuk devletindeyiz, mahkemelerde bunun hesabını versinler.’ Bazıları da diyor ki ‘mahkemelere göndermeyin’. Ne yapacaktık? Küfretsin, hakaret etsin, gelen giden vursun.’ Yok böyle bir şey ya! Türkiye‘nin aleyhine olacak, sürecin aleyhine olacak istismarcılara koz verecek böyle bir yayın yapmak asla ve asla milli bir tavır değildir. Bu ülkede 30 yıl boyunca CHP ve MHP, terör karşısında nasıl bir milli duruş sergilemediyse, o malum medya da milli duruş sergilemedi.