CASUSLARIMIZI ZİYARET ETTİM
http://www.ajanspress.com.tr/customer/basic/press/Displayer.aspx?id=20687757&
Casuslarımızı ziyaret ettim
İzmir’e geldim.
Casuslarımıza gittim!
Diyeceksiniz ki…
Kimdir bu casuslar?
Bilmemeniz çok normal…
Gözden ırak oldukları için, gönülden de ırak onlar.
Her şey, e-posta’yla polise gönderilen, ne idüğü belirsiz, isimsiz, imzasız ihbar mektubuyla başladı. Tuzağa düşürülen genç kızlara, fuhuş yaptırıldığı, kameraya alındığı, sonra da bu görüntülerle kameraya alınan kişilere şantaj yapıldığı iddia ediliyordu.
Şak… İhbar mektubunda elebaşı görünen adamın evi basıldı. Siidi bulundu. Tıpkı Ergenekon’da Balyoz’da olduğu gibi, bu siidi’de de subayların isim listesi vardı! Siidi’deki şemaya göre, fuhuş yoluyla şantaj yapılan subaylar, devletin gizli bilgilerini veriyordu.
Şak… Genç subaylarla aşna fişne yapan 22 yaşındaki bi kızın evi basıldı. Kızın bilgisayarında “bycasus” isimli belge bulundu iyi mi! Casus filmlerinde zaten olmaz ama, böylesi komedi filmlerinde bile olmaz. Casusluk şebekesi, casusları, casus isimli belgeye yazmıştı.
Ki, maazallah “yazmazsak, unuturuz casus isimlerini” diye herhalde!
Ele geçirilen “dijital” materyallere göre… Casus subaylar sadece fuhuş yapmakla kalmıyor, hükümet, TSK, MİT aleyhine faaliyette bulunuyor, PKK’ya yardım ediyor, devletin gizli askeri bilgilerini para karşılığında satıyor, kuryeler aracılığıyla yurtdışına gönderiyordu.
Şakır şakır tutuklama başladı; teğmen, yüzbaşı, albay, amiral’e kadar.
Küçücük bi pürüz vardı…
Tutuklanan subayların o kızla veya bir başka kadınla çekilmiş görüntüsü, fotoğrafı var mı? Yok. Telefonla görüşmüşlükleri var mı? Yok. Cepten mesaj? Yok. İnternetten yazışmışlıkları var mı? Yok. Kız veya bi başka kadın, ben bunlarla yattım diyor mu? Demiyor. Tanıyorum diyor mu? Demiyor. Subaylarda ele geçirilmiş devlete ait belge var mı? Yok. Para trafiği tespit edilmiş mi? Edilmemiş. Kurye yakalanmış mı? Yakalanmamış. Tanık var mı? Yok. Gizli tanık? Yok. Hangi devlete bilgi verilmiş? O da yok.
E, ne var?
Elebaşı denilen adamın evindeki siidi’de isimleri var.
Elebaşı siidi için ne diyor?
Benim değil diyor.
Subayları tanıyor mu?
Tanımıyor.
Telefon, internet, yüz
yüze, herhangi bi yolla irtibat tespit edilmiş mi?
Edilmemiş.
Ayrıca…
Elebaşı Marmaris’te, kız İzmir’de ama, subayların yüzde 95’i alakasız şehirlerden tutuklanıyor. Mersin, Kocaeli, Çanakkale, Ankara, Anadolu’nun dört bi
tarafından toplanıp toplanıp İzmir’e getiriliyor.
Hatta…
Bir tanesi, benim burda ne işim var diye soruyor, savcı, valla bence de burda olmaman lazım, polis isimlerinizi verdi diyor. Vaziyet bu.
8 aydır yatıyorlar.
Kimsenin ruhu duymuyor.
İstanbul’da tıpatıp aynı fuhuş-şantaj iddiasıyla askeri casusluk davası açılmış, İstanbul medyası habere vakıf olabilmiş, İstanbullu avukatlar medyayıbilgilendirebilmiş, neticede, iftiradan ibaret olduğu kısa sürede ortaya çıkmış, apar topar hepsi beraat etmişti.
Bu dava ise, sanırım bu nedenle İzmir’de açıldı… Subayların aileleri Anadolu’nun dört bir tarafında yaşıyor, dayanışma için organize olamıyorlar, İzmirli avukatlar İstanbul’a seslerini duyuramıyor, İstanbul medyası habere vakıf olamıyor. İddianame anca dün açıklandı, 8 aydır yatıyorlar, daha duruşmaya bile çıkamadılar.
Bir albayın kızı ve bir albayın arkadaşının isteğiyle, askeri savcının izni ve askeri cezaevi komutanlarının iyi niyeti sayesinde onlarla görüşebildim. Maltepe’deki arkadaşlarım gibi, pırıl pırıl, madalyalı, masterli, şerefli, kahraman subaylar… “Askeri casusluk ve fuhuş davası” denilmesi onurlarına dokunuyor, “lütfen yazın, bu dava, öbür davalar gibi Atatürkçü subayları tasfiye davasıdır” diyorlar.
Peki, kimdir bu subaylar? Ortak özellikleri ne? Hangi görevdeydiler? Hangisi tutuklanınca, hangi milli proje durduruldu? 2010’dan önce neden hiç casusluk iddiası yoktu? Esrarengiz “kara kutu”da ne var? Bana neler anlattılar? Hangi kitabı okumanızı istiyorlar? Casusluk öyle olmaz, böyle olur, Suriye’nin düşürdüğü Fantom… Yarın!