BİR ZAMANLAR BAŞBUĞ DA ÇOK "ÖZEL"Dİ
http://tbmm.ajanspress.com.tr/customer/basic/press/Displayer.aspx?id=33282273&
Bir zamanlar Başbuğ da çok “özel”di
Vatan Ankara Temsilcisi Murat Çelik’in Genelkurmay Başkanı Necdet Özel ile yaptığı “sivilleşme” sohbetini, üzerine bir de Yeni Şafak Ankara Temsilcisi Abdülkadir Selvi’nin Özel’i “demokrasinin askeri” ilan ettiği yazısını okuyunca, zamanında dönemin Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’la konuşan gazetecilerin yazdıkları geldi aklıma.
Ülkenin en liberal, en AKP’yle içli dışı, en “okyanus ötesi”yle bağlantılı yazarları dahi;
“Kürt sorununun askeri yöntemlerle çözülemeyeceğini söyleyen ilk komutan!..”
“EMASYA onun döneminde lağvedildi…”
“İrtica kelimesi onun döneminde unutuldu…”
“TSK başörtüsü ile onun döneminde barıştı…” diye yere göğe koyamıyorlardı Başbuğ’u.
***
Hiç unutmam Başbuğ’un bir konuşmasından sonra, TSK’daki büyük değişimin delili olarak seçtiği kavramların “çetelesi”ni tutmuştu Zaman Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı:
– Tam 61 kere “din” dedi Paşa…
– 44 kere “demokrasi” dedi Sayın Başbuğ..
– Tam 28 kere “sivil” kelimesine başvurdu…
– 4 kez Obama’ya atıfta bulundu…
O günkü tavrı özetlemek gerekirse, kısaca “vaooouuuv”du!
***
Başbuğ;
“Dikkatli bir dil kullanıyor” du…
“Konuşması sıcak ve kuşatıcı bir dil uyandırıyor”du.
“Radikal bir adım atarak, ’Terörist de neticede insandır’ diyor” du, “daha ne olsun” du!
“Ortaya koyduğu genel hava, daha demokrat, daha liberal, daha özgürlükçü bir yol haritası gibi algılanıyor”du!
***
Gelin görün ki, ne her fırsatta ’Gerekirse Cumhuriyet devrimlerini korumak uğruna, irticaya karşı hepimiz Kubilay oluruz’ diye esip gürleyen Hilmi Özkök, ne “27 Nisan e-muhtırası”nı veren Yaşar Büyükanıt;
Şimdi “terörist” ve “darbeci” olduğu gerekçesiyle, özel yetkili mahkemece “müebbet” e mahkum edilmiş halde Silivri Cezaevi’nde tutulan da, yandaş medyanın dahi uzun dönem “demokrat”lığına toz kondurmadığı aynı Başbuğ!
Neden mi hatırlattım bunları;
Meteorolojik uyarı sayın!
“Rüzgar” a aldanmamak lazım. “Aman ne güzel üfül üfül” derken, farkına bile varmadan alıp götürür;
Silip süpürür!
İnsana “Keşke zamanında Ahmet’i, Mehmet’i dinleyeydim” diye dizlerini dövdürür!