Dolar 34,4782
Euro 36,1904
Altın 2.955,91
BİST 9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara 17°C
Hafif Yağmurlu
Ankara
17°C
Hafif Yağmurlu
Cum 16°C
Cts 1°C
Paz 2°C
Pts 2°C

ASTSUBAYLAR NE İSTİYOR?-5 (21 YILDA ON TAYİNE EŞYA MI DAYANIR?)

ASTSUBAYLAR NE İSTİYOR?-5 (21 YILDA ON TAYİNE EŞYA MI DAYANIR?)
11/02/2014 1:55 PM
20.270
A+
A-

POSTA

ASTSUBAYLAR NE İSTİYOR? – 5

21 Yılda on tayine eşya mı dayanır?

Astsubayları ekonomik yönden zorlayan nedenlerin en başında sık tayinler geliyor. Aile düzenleri bozuluyor, çocukların eğitim hayatı sekteye uğruyor.

Sınır karakollarında görev yapanlar bir de evliyse hayatları çok zor. 21 yılda 10 kez tayini çıkan bir astsubay eşya dayandırmadığını söylüyor

Görevde olsun, emekli olsun astsubayların en çok alındıkları ve tepki verdikleri konu. başka meslek sahipleri ile kıyaslanmaları. Bu kıyaslama yapılırken, kendi isteklerini dile getiren ve haklarını savunanların astsubaylığı küçümser bir eda içinde konuşmaları ya da açıklama yapmaları tepki çekiyor. ‘Bir astsubayın maaşı bile bizden çok!’ ya da ‘Bir astsubay kadar itibarımız yok!’ Bile… Kadar… işte bu kıyaslamalara kıdemsizi de kıdemlisi de yenisi de emeklisi de ‘gıcık’ oluyor. Küçümsercesine yapılan kıyaslamalara tepki gösteren astsubaylar, bu arada kendi durumlarını, çalışma koşullarını ve sıkıntılarını anlatıyor. Bir de sık tayinler var ki sormayın… Astsubayları ekonomik yönden zorluyor ve yoruyor. Aile düzenleri alt üst oluyor. Hele bir de eğitim gören çocukları varsa sürekli okul değiştirmek çocukların psikolojisini bozuyor. Normal şartlarda astsubay, meslek hayatında 3 defa şark hizmetine gidiyor. Subaylar ise l kez şark görevi yapıyor. Astsubaylar bu dengesizliğe çok isyan etmeseler de yıprandıklarını belirtiyorlar. Her defasında eşya taşımak, (eşyaların kullanılacak halinin kalmadığını söylüyorlar) lojman-ev sorunu, yeni bir hayata adapte olmanın güçlükleri onların canını sıkmaya yetiyor. 

Kim sürekli tayin oluyor?

Jandarma’da çalışan 2l yıllık bir astsubay kıdemli başçavuş şunları söylüyor: "Ben basından takip ediyorum. Profesörler ya da başkaları olsun, hep Silahlı Kuvvetler’de astsubayların aldığı maaşı göz önünde tutuyorlar. 21 yıldır askerim, bu 21 yıllık hizmetimde 10 il gezmişim, bunun 8 yılı Güneydoğu’da. Eşyam da taşınıyor, gidiyor, geliyor. Ben şimdi, bizi örnek gösteren kişilere soruyorum: Bu ülkede kaç kişi canını vermek pahasına Güneydoğu’ya gidebilir?" 

Ahkam kesmek kolay

Bu noktada astsubayların telaffuz etmediği ama bizim hissettiğimiz bir soru aklımızdan geçiyor: Hangi sermaye Güneydoğu’ya yatırım yapıyor? Dillere peleseng edilen ‘Sermaye güven ister’ lafı iyi de insan canı güvenliği istemez mi? Başçavuş son noktayı koyuyor: "Ahkam kesmek çok kolay, herkes kesiyor." Ekonomik durum ya da geçim sıkıntısı konusunda ise şunları söylüyor muhatabımız: "Ben 10 defa tayin oldum, 10 il gördüm. Şimdi görebiliyor musunuz durumumuzu? Aldığımız maaş ortada. İki tayin demek, bir yangın demek, iki defa taşının, eşyanız hurda olur. Ben demek ki beş defa eşya değiştirmek mecburiyetindeyim. Yazık günah!"

‘Sinemaya bir kere gittim’

İstihbaratçı bir astsubay da aynı konuda dertleniyor: "Yaptığımız göreve göre, 24 saat hizmet veriyoruz. Karakolda görev yapan bir arkadaşın bölgesinde 8 tane olay olsun, aynı gün 8 olaya gider. Bazen gazetelerde okuyoruz: mesela şöyle bir haber vardı: ‘Silahlı Kuvvetler’e zam yapılacak’, polisler ayağa kalktı. Polis bir gittiği ilde 13-15 yıl kalıyor. Şark’ı bir tane. Benim astsubay arkadaşlarım 2 yıl gider Doğu’ya; gelir, 3 yıl Batı. 2 yıl Batı. 3 yıl Doğu, 2 yıl Batı. Git babam, git! Emekli oluncaya kadar böyle; git gel!.. Ben lojmanda da oturmuyorum, kirada oturuyorum. Verdiğim kira bedeli 500 lira. Elektrik, su, doğalgazı, şunu bunu ekleyin, 700 lira. Çocuklardan birine-ötekine gönül koymasın diye- ‘Oğlum seni de gelecek yıl dersaneye göndeririz’ dedik. Kızım için 350 TL dersane parası veriyorum. 1000 lirayı geçti… Maaş eriyor. Ben hayatım boyunca sinemaya bir kere gittim, o da astsubay okulunda öğrenciyken. En büyük lüksümüz sosyal tesislerde vakit geçirmek." 

Askerlik farklı meslek

‘Kıyaslanma’ konusunda deniz astsubaylarından da yakınmalar dinledik. İsmini açıklanmasını istemeyen bir Başçavuş şöyle diyor: "Geçenlerde bir televizyonda duydum, çok rahatsız oldum. Bir öğretmen arkadaş "Astsubaylar şu kadar maaş alıyor" diye kıyaslama yapıyordu. Bence kıstas o olmamalı. Yani öğretmenin karşılığı asker olmamalı. Çünkü askerlik çok farklı bir meslek." 

24 saat nöbet

Kıdemli bir başçavuş nizamiye nöbetlerine değiniyor: "Astsubaylar nizamiyede 24 saat esasına göre nöbet tutuyor. Subaylar hiçbir zaman 24 saat esasına göre nöbet tutmaz. Hatta beşinci hizmet yılllarında nöbetçi amirliği nöbeti tutar. Devriye yok. askerle en ufak temas yok, en ufak sorumluluk yok… Başçavuş ise hiçbir kurumda örneği olmayan 24 saat ayağında bot, dibine kadar risk ve sorumluluk altında nöbet tutar.

‘Sorumlusun ama para yok’

Emekli astsubay Muzaffer Güney’in anlattıkları çok çarpıcı: "1974’te Keşan’a levazım bölümüne tayin oldum. Eşya saymanlığı görevini bir yüzbaşı yapıyordu. Bazı nahoş olaylardan sonra bu yüzbaşıyı görevden aldılar. Daha sonra beni eşya saymanı olarak atadılar. Göreve başladım. Maaşımın haricinde saymanlık puanı almam gerekiyordu. Müfettişe rapor vermeme ve sicilimin iyi olmasına rağmen bana ek ücret verilmedi. Çünkü ben astsubaydım. Bu görevi yaptığım 2 yıl boyunca bana saymanlık ücreti ödenmedi. Ben emekliyim, bu tür haksızlıklar devam ediyor mu? Bilmiyorum. Ben astsubay olarak bu görevi yapmaya yeterli değilsem neden bana bu görev verildi? Eğer yeterli idiysem ve bana bu görev verildiyse neden görevimin hak ettiği saymanlık ücretini alamadım? Suçum astsubay olmak mıydı?"

NE DEDİLER?

‘Kızımın doğumu için izin vermediler’

Emekli bir jandarma astsubayı yaşadığı sorunları şöyle özetliyor: "Okuldan mezun olduk, karakol komutanı yaptılar. 25 yıl sonra yine karakol komutanıydım. Atandığım Doğu bölgesindeki karakolların çoğunda lojman yoktu. Herkesin bekar olması şart veya bekar yaşama mecburiyeti varmış gibi davranılıyor. Atama istek formunda 5 tercih yapıyorum 5’te sıfır. O zaman niye tercih yaptırıyorsunuz? Bir de Doğu’ya 4’üncü kez atanıyorsunuz. Doğu’da görev yapanların en kıdemlisiyim ve 7 yıldan fazla Doğu’da kalmışım, tekrar atıyorsunuz. Atama istek formu dikkate alınmadığı için erken yaşta mesleğe küserek ve de istemeyerek emekli oldum. Fakat okuttuğum bir kızım olduğu için çalışmak zorundayım. Tugay, alay, tabur, bölük, karakol, takım ve tim nerede görev yaparsak yapalım zimmet ve sorumluluk bizde ama yetkimiz yok. Ben Doğu’da 7.5 yıla yakın bekar kaldım, çocuğumun doğumunda, tabur komutanı izin vermediği için eşimin yanında olamadım. Evlenmek için izin dilekçemi yazdım, amirim dilekçe üzerine ‘Düğününüzü erteleyin’ diye yazdı. 6 kardeşiz, yarısının düğününde bulunamadım çünkü izin alamadım." 

‘Dertlerimizi kime anlatalım?’

İsmini vermek istemeyen bir astsubay anlatıyor: "Çok şey yazmıştım ama hepsini sildim. Sizce de bu korku mobbing’in (çalışanların uğradığı psikolojik taciz) etkisi değil mi? Hep mutsuzuz, bizi hep şikayet eden olarak görüyorlar. Çünkü bu zamana kadar ‘hep bana’ dedikleri için

bütün yük bize kaldı. Doktor, subay, hakim, subay,savcı subay derdimizi kime anlatalım? Kimi kime şikayet edelim? 25 yıllık üniversite mezunu astsubayız, daha yeni mezun olmuş askerliğini yapmaya gelmiş asteğmen komutanımız oluyor. Onları da bize karşı silah olarak kullanıyorlar. Yazık bu mesleği icra edenlere!

‘Başarısızsam niye tutuyorsunuz?’

BÖYLE TAYİN Mİ OLUR?

Y.Y (Astsubay): 30 yıllık mesleki geçmişimle Astsubay Kıdemli Başçavuş olarak, tstanbul Garnizonu’nda çalışıyorum. Eylül 2013’te hiç beklemediğim bir anda kendimi Diyarbakır’da buldum. 53 yaş sınırına 6 ayım vardı. 6 ay sonra kanunen tayin olmama hakkı elde edecektim. Sonrası emeklilik. Eşim öğretmen Milli Eğitim Bakanlığı’nın Eylül’de böyle bir atama yapma tasarrufu yok.

Oğlum İstanbul Üniversitesi 3. sınıfta. Kızım Anadolu Lisesi’nde okuyor. Diyarbakır elbette vatan toprağı, görev yapılır ama orada bu okulların muadili yok. KKK Personel Daire Başkanlığı’na yazı yazdım. ‘Haksızlığa uğradım’ dedim. Anayasa’da belirtildiği gibi hani aile bütünlüğümüz bozulmayacaktı? Cevap: ‘Zorunlu olarak sizleri tayin ettik. Yapacak bir şey yok her şey normal, hayırlı olsun.’ 

N. Çelik (emekli astsubay):

"Yıllardır çözülmeyen, aslında çözülmek istenmeyen sorunlarımızın altında çalışırken ezilmiştik. Emekli olduk hala ezilmeye devam ediyoruz. Çünkü kendi mensubuna sahip çıkmayan, onun sorunlarını çözmek adına kılını kıpırdatmayan bir yapı ve anlayışla karşı karşıyayız. Bu durum uzun yıllardır değişmemiştir ve maalesef değişeceği de yoktur. Genelkurmay’a göre subay-astsubay birbirinin silah arkadaşıdır. Sözde aynı aileye mensup aynı ordunun elemanlarıdır. Ama gerçek böyle değildir. Ne kadar angarya görev varsa astsubay hemen akla gelir de, ballı börekli yurtiçi-dışı tüm görevlerle maaş zammı, sosyal haklar (lojman, orduevi, dinlenme tesisleri vs.) gibi durumlarda astsubay akla, vicdana, insan haklarına, adalet ve hakkaniyete aykırı olarak yok farzedilir. 

Ast olduğumuz hissettirilir

Sosyal haklar, özlük hakları, ceza ve ödül düzenlemelerinde de arada uçurum vardır. Çalışırken bunu iliklerinizde hissedersiniz. Moda tabirle ötelendiğinizi, üvey evlat muamelesi gördüğünüzü hemen her alanda bizzat yaşayıp öğrenirsiniz. Daha mesleğinizin başında moral ve motivasyonunuz yerlerdedir. Askeri okullarda eğitim-öğretim sisteminde başlar bu ayrımcılık.

Subay adayı Harbiye’de okurken kendisine insan olarak değer verildiğini anlar. Astsubay okullarında ise durum tamamen farklıdır. Her fırsatta ast olduğunuz hissettirilir, her durumda da komutana mutlak itaat etmeniz gerektiği öğretilir. Astsubaya yetki verilmez ama olası her sorun ve aksaklıktan astsubay sorumlu tutulur. Çünkü sistem böyledir. Komuta kademesinde bize olan bu yaklaşım ve anlayış değişmedikçe sorunlarımız aynen devam edecektir. Unutulmasın aynı ülkede aynı orduda beraber görev yapıyoruz. 

Adalet istiyoruz

Öyleyse bunca ayrımcılık niye? Hiç kimsenin diğerinin aldığı maaşta, makamında gözü yok. Sadece adalet, hakkaniyet istiyoruz. Ben Gazi Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü mezunuyum. Mezun olduğum yıllarda sicil olarak devremin birincisi olduğum ve okul bitirdiğim branşta subay ihtiyacı olduğu halde, elinde hazır yetişmiş, üniversiteyi bitirmiş astsubayı subay yapmak için binbir zorluk çıkardılar. Ama sivil kaynaktan subay ihtiyacını karşılamak için sınavla eleman aldılar. Bu ne anlama gelir? Başarısızsam beni niye tutuyorsunuz? Başarılıysam neden zorluk çıkarıp önüme set oluyorsunuz?"

YARIN: YURTDIŞINDA YÜKSEK LİSANS İÇİN KADROLARI YOK.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.