http://www.gunes.com/2013/03/27/haber/guncel/8195/haklarimizi_alana_kadar_susmayacagiz_.html
Haklarımızı alana kadar susmayacağız
Türkiye’nin her köşesinden mesaj yağmaya başladı. Mesajları okudukça, şikâyetleri dinledikçe şaşkına döndük ve dedik ki; "Meğer astsubaylar ne kadar da doluymuş."
SESLERİNİ DUYURMAK
Onların seslerini duyurmak, dertlerini anlatmak, sorunlarını anlayıp yetkililere aktarmak için ilim adamı, bilim adamı, tarih yazarı, siyaset erbabı, sosyolog veya psikolog olmaya gerek olmadığı…
Temel hak ve özgürlükler ile hak arama noktasında oldukça önemli mesafeler kaydetmiş ülkemiz de onlara sadece kulak verip onları anlamanın yeterli olacağını düşündük. Bu düşünce düsturu ile yaptığımız araştırmalar sonucu gördük ki, Bir ordunun astsubaysız çalışması, yürümesi ve savaşması mümkün değildir. Ancak buna rağmen ordu içinde ihmal edildiği, ezildiği ve dışlandığı hissine kapılan astsubayların ordu içindeki rollerinin görmezden gelindiği duygusunun had safhaya çıkması sanıyorum dikkate değer bir algıdır.
Uçakları havalanmaya, tankları yürütmeye, gemileri yüzdürmeye hazır hale getiren astsubaylar artık kimsenin kendilerini ‘Cek-Cak’ diyerek kandırmamalarını, ve seslerinin duyulmasını istediklerini bir kez daha tekrarlayıp, "Haklarımızı alana kadar susmayacağız" diyerek yaşadıkları sıkıntıları bir kez daha kendi anlatımları ile sizlere aktarıyoruz.
Söz sizde…
HAKİM OLAMAZ
Hakan Özbek Astsubay
Şırnak dağlarında görev yaparsınız, ardından İstanbul’a çıkarırlar. Olumlu bir gelişme olduğunu düşünürsünüz. Ama maalesef. Bekâr diye lojman vermek istemezler. Diyelim lojman çıkar, mutlaka annenle oturma zorunluluğu koyarlar. Üniversite bitirilerek, astsubaylıktan subaylığa geçildiğinde kanun gereği Muharip Sınıflar değil de yardımcı sınıflara geçirilir. Askeri hâkim, savcı da bu sınıflardandır. Yine kanun gereği Astsubay Hukuk Fakültesini birinci dahi bitirse, diğer tüm şartları sağlasa da Askeri hâkim- savcı olamaz. Astsubayın emrindeki sivil memur, tersane işçisi şartları yerine getirdiğinde Askeri hâkim – savcı olur
YÜREKSE YÜREK
İsmini vermek istemeyen
Emekli bir astsubay
Ordunun bel kemiği, emekse emek, yürekse yürek vatanın her cephesinde görev yapan biz astsubayların sorunları emin olun yaz yaz bitmez. Bu ülke hırsıza, dolandırıcıya, katile, haine, ülkeyi satana, teröriste af çıkardı, Bir tek Mayıs 70-Ocak 75 tarihlerinde ülkenin siyasi çalkantılarında hak ve adaletsizliğe karşı eşleriyle birlikte tepki gösteren ve eşleriyle birlikte yargılanıp hapse giren astsubaylara af çıkarmadı.
Şu anda binlerce astsubay, onların dul ve yetimi, o gün öğretmen, devlet memuru olan eşleri hala bunun mağduriyetini yaşıyor. Adalet istiyoruz. Saygılarımızla
APAR TOPAR DOĞU’YA
Melek Nalbantoglu
Metin Bey, ben bir hava astsubay eşiyim. Eşim ordumuza büyük özverilerle 32 yıl çok başarılı bir şekilde hizmet etti. Yaş haddinden emekli olmak için 3 yılı kaldı. Bu kadar hizmet ettikten sonra Mart ayı sonunda gelen resmi bir yazıyla atama yönetmeliğini değiştirip doğu bölgelerinde kıdemli personel açığını kapatmak için doğu illerinden tercih yaparak tayin istememiz istendi. Ayrıca doğu görevini yaptığımız halde. Henüz çalıştığı garnizonda kalma süresini tamamlamadan apar topar tayin edileceğini öğrendik. Üniversitede okuyan iki çocuk, büyük kredilerle alınan ev borcu ve birde bunların üzerine yeni yere atanma sorunu. Bizler ayrıcalık veya ayrımcılık değil tüm askeri personele tanınan ortak bir hak istiyoruz.
RENCİDE ETMEK DEĞİL
Sami Başkaya
Emekli astsubay
TSK’da yaşanan astsubay sorunları, zorlukları, yetişme şekli, astsubayların topluma yansıtılmayan yönleri ve yaşam hikayelerini anlattığı ‘Prangalı düşler’ isimli kitabının da yazarı emekli astsubay Sami Başkaya, "Amacım ordumuzu ve komuta kadememizi rencide edip onları hedef tahtası yapmak değil. Biz sorunlarımızı anlatırken kol kırılır yen içinde kalır mantığıyla hareket ettik. Burada temel amaç komuta kademesine sorunlarımız üzerinde çözüm oluşmasını ve dikkat çekmesini sağlamak."
Doğu değil Kuşadası!
Dede Aksoy Astsubay
"Nihayet doğudaki 1íinci şark görevim bitti, hem de tayinim memlekete yakın Aydın ili Kuşadası İlçesi’ne çıktı. Buraya kadar her şey güzel! Ama tayin hangi karakola çıktı? Karakolun etrafında yerleşim birimi yok, tabi karakolun da elektriği. Bir jeneratör var ama verilen akaryakıtla en fazla günde 1 saat çalıştırabiliyorsunuz, o da telsiz aküsünü şarj etmek için, yol belli bir kesimden sonra toprak, karakolun arabası yok, su derseniz dağdan gelen ve dereye döşenen bir
hortum aracılığı ile sağlanıyor. Amacım şanlı ordumuzu ve görev yaptığım kutsal kurumu karalamak değil ama benim birkaç yıl önce görev yaptığım bu karakolun bugün durumu çok da değişmiş değil. Benim zamanımda ve şimdilerde de üstlere defalarca durumun bildirilmesine rağmen değişen bir şey olmamış. Şimdi eğer sizin yazı diziniz aracılığı ile bu konuyu daha üst komuta kademesine duyurabilirsek, zannediyorum TSKínın bu bölgedeki imajını da düzeltmiş oluruz.
BİTTİ