ASKERLİK SÜRESİ KISALABİLİR
http://tbmm.ajanspress.com.tr/customer/basic/press/Displayer.aspx?id=29115163&
Askerlik süresi kısalabilir
Turan YILMAZ-Ümit ÇETİN/ANKARA
AK Parti’nin dün sona eren Kızılcahamam Kampı’nın basına kapalı bölümünden askerlik süresinin kısalabileceği müjdesi çıktı.
Başbakan Tayyip Erdoğan, “artık bu işi sulandırmamak lazım” diyerek bedelli askerlik tartışmalarına son noktayı koyarken, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz da önemli bir açıklama yaparak, “Gerekirse askerlik süresi kısaltılabilir, bu konuda bir düzenleme yapılabilir” dedi. Erdoğan da Bakan Yılmaz’ın sözleri üzerine “Olabilirse önümüzdeki süreçte 15 ay olan askerlik süresi kısalabilir” dedi.
Erdoğan, kapanış konuşmasında ise Suriye Devlet Bakanı Beşar Esad’a karşı sert tavrını sürdürerek, “Ey Beşar Esad, vallahi bunun hesabını vereceksin. O çocukların arşı inleten figanı inşallah Rabbimin ‘Müntakim’, Rabbimin ‘Kahhar’ sıfatı mucibince senin üzerine kutlu bir intikam olarak inecektir” dedi.
BEDELLİYİ ARTIK KAPATMALIYIZ
Milletvekillerinden gelen, “400 bin talep beklenirken sınırlı kaldı, vatandaştan da yoğun talep var, yeniden gündeme gelse iyi olur” talepleri üzerine Yılmaz, “Evet, beklenen sonucu alamadık, ama artık bu konuyu kapatmak zorundayız. Çünkü, bu konu sürekli gündemde olduğu zaman insanlar beklenti içine giriyor, kimse askere gitmiyor, o zaman da asker ihtiyacı oluyor” dedi. Yılmaz ardından da, “Gerekirse artık askerlik süresi kısaltılabilir. Bu konuda bir çalışma yapılıp, düzenlemeye gidilebilir, ama artıkm bedelliyle ilgili bir çalışma olmaz” dedi. Erdoğan da, “Bu iş yeterince sulandırıldı. AK Parti ciddi bir partidir, sulandırmaya yönelik bir davranış bize yakışmaz. Artık bu işi kapatalım. Yok pahalıymış, süreyi şuymuş buymuş diye bu konuları artık sürekli konuşmamalıyız” diyerek bedelli tartışmalarına son noktayı koydu. Erdoğan, bir milletvekilinin, “Ayasofya ibadete açılacak mı?” sorusu da, “Yakında Sultanahmet var, orası boş duruyor, dolmuyor, hele bir o dolsun, orayı bir dolduralım” yanıtını verdi. Milletvekileri, kırsalda görev yapan jandarmadan da “iyi eğitimli değiller” diyerek yakındı. Erdoğan da ileride jandarmanın yerini polisin alacağını belirterek, bu konuda çalışıldığını, ancak bunun biraz zaman alacağını bildirdi.
TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Oğuz Kağan Köksal da “Sürecin başarıyla sonuçlanmasının terörle mücadele yükünü Genelkurmay’ın üzerinden alacağını bunun da askerlik sürelerinin kısaltılmasını sağlayabileceğini” söyledi.
PROFESÖRLERE YARGIÇ MAAŞI
Akademisyenlerin maaş sorunu da kampta gündeme geldi. Bir profesörün, hakim, savcı ve emniyet müdürü gibi muaddili memurlardan çok düşük maaş aldığı yakınmaları üzerine, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “gerçekten düşük” diyerek akademisyen maaşlarıyla ilgili yakınmalara hak verdi, ancak, “ama onları karşılamaya kalkınca bütün kesimlerden talep geliyor o da karşılayabileceğimiz boyutu aşıyor” dedi. Erdoğan da “madem öyle gereğini yapın” talimatı verdi. Erdoğan, bu çalışmanın sadece profesörlerle sınırlı tutulmaması, doçentlerin de eklenmesini istedi. Erdoğan yine milletvekillerinin, “Bu bilim adamlarımız sık sık yurtdışına çıkıyor, bu konuda da kolaylık sağlamalıyız” demeleri üzerine, İçişleri Bakanı Muammer Güler’e dönerek, akademisyenlere yeşil pasaport verilmesi konusunda çalışılmasını istedi. Erdoğan, kampın kapanış konuşmasında ise özetle şunları söyledi:
DİLSİZ ŞEYTAN OLMAYACAĞIZ
“Biz başka devletlere başka milletlere benzemeyiz. Biz dengeler, konjonktür adına susacak bir devlet değiliz. Biz İstanbul’da Fatih Sultan Mehmet’in huzuruna vardığımızda alnımız ak çıkmak istiyoruz. Biz Kanuni’nin huzuruna vardığımızda başımız dik çıkmak istiyoruz. Biz susan dilsiz şeytanlardan olmayacağız. Ey Beşar Esad, vallahi bunun hesabını vereceksin. Başkalarına göstermediğin cesareti ağzında emzik olan kundaktaki bebeğe göstermenin bedelini çok ama çok ağır ödeyeceksin. O çocukların arşı inleten figanı inşallah Rabbimin ‘Müntakim’, Rabbimin ‘Kahhar’ sıfatı mucibince senin üzerine kutlu bir intikam olarak inecektir. Allah izin verirse bu caninin, bu katilin dünyada hesaba çekildiğini görecek ve bundan dolayı hamd edeceğiz.
MASUMUN VEBALİ ÜZERLERİNE
Yaşananlar tahammül sınırlarını zorlar bir hale gelmiştir. Uluslararası camia Suriye konusunda hala beklenen adımları atmamıştır. Bütün bu masumların vebali, bu gayrimeşru rejime destek verenlerin üzerinedir. Suriye’de, Şam’da bu cani, bu katil ile fotoğraf çektiren CHP buyursun Banyas’taki katliamı açıklasın. Ey CHP işte siz busunuz. Geçmişte de buydunuz, şimdi de busunuz. Sizin yol arkadaşlarınız bunlar. Sizin aynı fotoğraf karesinde poz verdiğiniz yoldaşlarınız bunlar. Allah’ın yardımı ne zaman diye soran Suriyeli kardeşlerime bir kez daha sesleniyorum; Hiç kuşkusuz Allah’ın yardımı yakındır.
PAZARLIKLA DEĞİL VİCDANLA
Çözüm süreci milli ve manevi değerlerimize, hassasiyetlerimize gölge düşmeden ilerleyen bir süreçtir. Çözüm süreci hiç kimsenin hakkını elinden almayacak, hiç kimseyi mağdur etmeyecek, hiç kimseye de farklı imtiyazlar sağlamayacak. Herkes emin olsun ki bu süreç 76 milyonu bir ve beraber olarak kardeş olarak buluşturacak kucaklaştıracak süreçtir. Bu süreç vicdanı olan bir süreçtir. Ben bu sürece vicdanını koyan tüm kardeşlerimi alkışlıyorum. Herkesin vicdanıyla düşünmesini, vicdanına kulak vermesini, vicdanıyla karar almasını özellikle rica ediyorum. Eğer vicdanla bakarsak parçalanan değil büyüyen, şahlanan bir Türkiye Cumhuriyeti fotoğrafı görürüz. Biliniz ki günün sonunda yalancılar, iftiracılar, kan tutkunları, kan üzerinden siyaset yapanlar kaybedecek. Kazanan millet olacak.”
4 S MESAJI
Başbakan Erdoğan, kamp kapanış konuşmasında milletvekillerinden 4 S kavramı üzerinde hassas olmalarını istedi Erdoğan şöyle konuştu:
“Burada 4
S üzerinde hassasiyetle durmamız gerekiyor. 1 Sabır, 2 Sebat, 3 Sadakat, 4 Sorumluluk. Öncelikle sabrımız olacak. Zafer sabrın arkasından gelir. İki, davaya hareketimize hedeflerimize sebat olacak. Saldırılar karşısında olumsuzluklar karşısında tezgahlar ve tuzaklar karşısında eğilmeyecek ve sebat içinde olacağız. Üçüncüsü; sadakat olacak. Davaya tam bir sadakat içerisinde olacağız. Dördüncüsü sorumluluk olacak. Herkes milletin omuzlarımıza yüklediği sorumluluğun idrakinde olacak. Herkes üzerimizdeki tarihin sorumluluğunu hiçbir zaman unutmayacak onun bilincinde olacak.”