ASKERİ İSTİHBARATÇILAR HAKKINDA KOVUŞTURMA
Tunca Bengin tunca.bengin@milliyet.com.tr
Askeri istihbaratçılar hakkında kovuşturma
Astsubaylardan gelen yakınmaların başında keyfi, hukuka aykırı (delil toplama, özel hayatın ihlali vb.) uygulamalarla yapılan disiplin soruşturmaları ve ilişik kesilme iddiaları da vardı. Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği (TEMAD) hukuka aykırı delil toplama iddiasıyla Hava Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı personeli hakkında kovuşturma açıldığını söylüyor. O nedenle de TBMM’de bugün görüşülmesi beklenen Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu tasarısına dikkat çekiyor.
TEMAD’a göre; tasarının bazı maddeleri, evrensel ceza hukuku yasaları ve uluslararası insan haklarına ilişkin metinlere aykırı. Bu haliyle de TSK’daki disiplin anlayışının yanlışlarını düzeltmeye yeterli değil. Tasarıda asıl amaç, AİHM’nin “oda hapsi” cezalarına verdiği tazminat mahkumiyetlerinden kurtulmak.
Özel hayata dikkat
Öncelikle Genelkurmay Başkanlığı veya Kuvvet Komutanlıkları tarafından başlatılan soruşturmalara son verilmesi gerektiğini savunan TEMAD, şöyle diyor:
“Özellikle, Hava Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı tarafından özel hayatın ihlali ve hukuka aykırı delil toplanması suretiyle, birçok personelin sorguya alındığına tanık olunmaktadır. Son 2 aylık dönemde bu yöntemle HKK emrinde görevli subay ve astsubaylardan 150’ ye yakınının ilişiği kesilmiştir. Birçoğu da, özel hayatın gizliliği ilkesine aykırı olarak delil elde etme ve kişileri baskı altına alma yöntemi ile gerçekleştirilmiştir. Bu nedenle de Malatya 2. Ordu Askeri Mahkemesi nezdinde bu tür sorguyu yapan Hava Kuvvetleri İstihbarat Başkanlığı Personeli hakkında kovuşturma başlatılmıştır.”
Çekincelerimiz
TEMAD’ın tasarıyla ilgili önerilerinden bazıları da şöyle:
– Amire tek başına soruşturma yetkisi veren şahsen ibaresi metinden çıkartılmalı, soruşturma heyet marifetiyle yapılmalı.
– Heyet personelin rütbesine uygun olarak subay, astsubay, uzman erbaş ve erlerden teşkil edecek en az 3 kişiden oluşmalı.
– “Hizmet yerini terk etmeme” gibi özgürlüğü bağlayıcı cezaların amirler tarafından verilmesi AİHM kararlarına aykırı.
– Disiplinsizlik hallerinden aşırı borçlanmak hususu, kişinin geliri ve mal varlığı ile orantılı olmayacak şekilde borçlanmayı ifade etmeli. Ödemedeki iyi niyet dikkate alınmalı.
– “Zayıflık” gerekçesi kesin çizgilerle belirlenmeli. Bu konuda elde edilecek delillerin hukuka uygun olmasına dikkat edilmeli.
– Kıt’a komutanının emri altındaki personelin disiplin kuruluna başkanlık etmesi tamamen hukuka aykırı.
İki dudak arası ceza
– Disiplin amirlerinin sübjektif düşüncelere dayanarak cezalandırma işlemi yapabilmeleri mümkündür. Buna dayanılarak ayırma cezası verilmemeli. Aksi durumda, birçok personelin mesleki geleceği amirlerinin inisiyatifine bırakılmış olacaktır ki şu an TSK’nın profesyonelleşmesi adına atılmış adımlardan biri olan Uzman Erbaş sistemine yeterli müracaatın olmamasının sebebi de budur.
Parlayan gözler!
İki dudak arası ceza ve keyfilikten söz etmişken, yürürlükteki İç Hizmet Yönetmeliği’ni de gözardı etmemek lazım. Tasarı görüşülürken yararı olur düşüncesiyle birkaç maddesini anımsatmak istiyorum;
– Mesleğin istediği mutlak itaati her ast’ın gönül isteği ile yapması şarttır. İtaatin amirden korkmaktan ziyade onun bilgisine, rütbe ve şahsına karşı duyulan saygı ve sevgiden ileri geldiği, astın bütün hal ve hareketlerinde göze çarpmalı ve bakışlarında parlamalıdır.
– Her ast’ın, amirlerinin daha bilgili ve tecrübeli olduğunu, silahlı kuvvetlere ve memlekete daha fazla hizmeti bulunduğuna itimat etmesi lazımdır.
– Astlar amirlerinin yanında her vakit dikkatli bulunurlar ve bir hizmet sırasında verilecek emirleri yapmağa hazır olduklarını göstermek için amirlerinin gözüne istekle bakmalıdırlar.
Yani; bakışların yeterince parlak değilse, amirin gözüne istekle bakmazsan, amirin daha bilgili ve tecrübeli olduğuna inanmazsan ceza kaçınılmaz.