ASKERE DİREKTİF ÇALIŞMASI BAŞLADI
http://www.aksam.com.tr/yazarlar/askere-direktif-calismasi-basladi/haber-185337
Askere direktif çalışması başladı!
Çiğdem TOKER / cigdem.toker@aksam.com.tr
Hükümet, PKK’lıların ‘sınır dışına çekilme’si aşamasında, TSK’nın nasıl hareket edeceğini ‘Başbakanlık Direktifi’yle belirleyecek. Asker, talimatı bekliyor. ‘Direktif olsa, Balyoz Davası böyle sonuçlanmazdı’ diyen komutanların kaygısı bu emirle giderilecek
Çözüm Süreci’nin bir numaralı önceliği olan ‘sınır dışına çekilme ve silahların bırakılması’ konusunda Ankara’da kritik bir eşiğe gelindi.
Bu eşiği birazdan aktaracağım. Önce genel bir son durum:
Hükümet, sürecin ‘şimdilik yolunda ve planlandığı gibi’ seyrettiğini düşünüyor. İktidar kulislerindeki havaya bakılırsa, ‘sürecin seyrini etkileyebilecek güç merkezi’ olarak nitelenen Kandil’den gelen ‘ikircikli mesajlar’ dahi, belli ölçülerde tolere ediliyor. İki sebeple iki yorum mevcut:
– Böyle bir süreçte PKK’nın hükümete yönelik rezervleri olağandır. Tersi, tuhaf karşılanmalı.
– Kandil, "Öcalan diyemiyor. Biz diyelim. Öcalan bizden böyle bir tutum beklerdi" varsayımıyla her şeyin o kadar da yolunda gitmediği izlenimini özellikle veriyor.
Sonuçta hükümet çevreleri, bu tereddütlerin ‘ana istikameti belirleyecek düzeyde olmadığı’ kanaatinde.
Gelelim Ankara’nın kilitlendiği en önemli konuya…
Başta TSK olmak üzere, güvenlik bürokrasisi, gelecekte yargının kendilerinden hesap soracağı kaygısını çok yoğun yaşıyor. Bu kaygının hükümete iletildiği sır değil.
PKK’lıların sınır dışında çekilmesi aşamasında, yoğunlaşılan temel mesele "Nasıl hareket edileceği" sorusunda düğümleniyor.
İktidar kulislerinden edindiğimiz bilgiye göre, bu çalışma başlamış. Görüştüğüm bir yetkili, "Her şey hukuka uygun olacak, göreceksiniz. Kamuoyu her şeyi öğrenecek. Hazırlıklar başladı" ifadesini kullandı.
DİREKTİF HAZIRLANIYOR
Hükümet kanadında başlatılan hazırlık, ‘sınır dışına çekilme’ aşamasında, TSK’nın nasıl bir hareket planı içinde olacağını belirleyen Başbakanlık Direktifi. Hazırlığı öğrenince bazı askeri kaynaklara ulaştım. "Zamanıdır. Bu direktifi almadan başka türlü hareket tarzı olamaz" diyen kaynaklar, Direktifin ‘resmen’ henüz kendilerine gelmediğini ancak istişarelerin yapılıyor olabileceğini ifade ettiler. Görüştüğüm askerlerden birinin sözleri, sorunun büyüklüğü ve karmaşıklığı hakkında yeterince fikir veriyordu:
GEÇMİŞTEKİ TECRÜBELER
"Ben bölgede görevli bir komutan olsam, ‘Emir gelmezse ne yaparım’ endişesini taşırım. Balyoz Davası’ndaki en büyük sıkıntı, Direktif eksikliğidir. Komutan seminere girmemiş, bambaşka bir yerde, dünyadan haberi yok… Ama sırf adı listede yer alıyor diye 16 yıl hapis cezası aldı. Keza 28 Şubat davası. Batı Çalışma Grubu diye bir grup var. Ama yüzbaşının binbaşının haberi yok. Talimatlar hep şifahen verilmiş. Bu talimatlar direktif biçiminde olsa, sonuçlar farklı olurdu."
Başbakanlık’tan Genelkurmay Başkanlığı’na gönderilen direktifler geleneksel olarak, meselenin özünü anlatarak çerçeve çizen kısa metinler olduğu, detay içermediği vurgulanıyor.
Genelkurmay, aldığı direktifi kademelere göre geliştiriyor. Karargâh, biraz geliştirerek, kuvvetlere gönderiyor. Kuvvetler, metni biraz daha uzatarak ordulara dağıtıyor. Ordular da daha detaylandırarak, tümen, tugay, tabur komutanlıklarına kadar silsile halinde iletiliyor.
PİRAMİT ESASINA GÖRE
Bir-iki paragraflık Başbakanlık direktifi, tıpkı bir piramiti hatırlatırcasına, bölük seviyesine indiğinde, küçük bir kitapçığa dönüşüyor. Kolay bir izah için örnekleyelim: Genelkurmay Karargâhı’na ‘çözüm süreci’ başlığıyla giden Başbakanlık direktifi, bölüklere ulaştığında; razideki personelin, coğrafi koordinatlar da verilerek, hangi hattan nereye nasıl geçeceğine dair pek çok ayrıntı içerir hale geliyor.
KANUNLARLA UYUMU
Sınır dışına çekilme konusunda ‘herhangi bir yasal düzenleme’ yapılmayacağı defalarca açıklandı. O sebeple, "Başbakanlık Direktifi"nin mevcut kanunlarla uyumlu, yürürlükteki mevzuatla çatışan hükümler içermeyecek bir biçimde kaleme alınması yaşamsal önem taşıyor.
Askeri kaynaklar, direktifin zamanlaması ile mevsim koşulları arasındaki ilişkiye de dikkat çekiyor:
"Tunceli bölgesinde hâlâ ulaşılamayan noktalar var. Mağaralara kendilerine kapatıyorlar. Yarın silahlı bir PKK’lı yürür vaziyette, hareket halinde görüldüğü anda, ona geç diyecek halimiz yok. Dur deriz. Durmazsa ateş açılır. O nedenle zamanı geldi…"
ÇEKİLME HARİTASI
İktidar kulislerindeki sohbetlerde, sınırdışına çekilme ve silahların bırakılması "Mayısta başlayıp ağustosta biteceği söylenen takvim" de gündeme geldi. Çekilmenin daha kısa bir sürede tamamlanabileceği ağustosu bulmayabileceği söyleniyor. Tabii, her şey yolunda giderse.
Hükümet, Kandil’in tutumunu dikkatle izlemeyi sürdürecek. Diğer yandan, sürece toplumsal desteğin anketlerle ölçümü sık sık güncelleniyor. İktidar kanadı, bir tatsızlık yaşanmazsa, "Yüzde 60’lara yaklaşan desteğin, artacağı" kanısında. Bu noktada iktidar kanadında, "BDP öne çıktıkça, sürece desteğin azaldığı gibi" bir argüman da tartışılıyor. ‘Silah bırakma’ konusu ise bir sonraki ve ciddi bir etap olarak değerlendiriliyor. Hesap yapılırken, yalnızca Türkiye içindeki PKK’lıların değil, tamamına dönük 5 bin üzerinden teknik bir çalışma yürütüldüğü anlaşılıyor.