ASKER SAYISINDA AZALMA YOK, İFADEDE NOKSAN VAR
HABERTÜRK
Asker sayısında azalma yok, ifadede noksan var
Genelkurmay Başkanlığı birkaç sene önce bir uygulama başlattı, arada bir Türk Silâhlı Kuvvetleri’ndeki asker mevcudunu açıklıyor…
Ordunun mevcudu 2015 Mart’ında 685 bin 862, aynı senenin Eylül’ünde 637 bin 821, 1 Temmuz 2016’da da 570 bin 111 olarak verilmişti ama geçen hafta bu sayının 359 bin 273 olduğu duyuruldu..
Son açıklamalardaki rakamlar 550 ile 600 bin arasındaki asker sayısına alışık olan milleti tabii meraka düşürdü ve 200 bin civarındaki farkın sebebi hakkında türlü türlü yorumlar başladı!
En çok konuşulan ve inanılan, 15 Temmuz kalkışmasının ardından 200 bine yakın askerin ordudan ihraç edildiği şeklinde idi. Görevden alınan generaller ile subayların sayısı belli idi ama demek ki sadece rütbeliler değil, 200 bin civarında er ve erbaş da tardedilmişti!
Ordu mevcudunda azalma gibi görünen vaziyetin sebebi, Jandarma Genel Komutanlığı ile Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın 15 Temmuz sonrasında çıkartılan bir Kanun Hükmünde Kararname ile Genelkurmay’dan alınarak İçişleri Bakanlığı’na bağlanmış olması ve Genelkurmay’ın bu iki komutanlığın bünyesindeki subaylar ile er ve erbaşların adedini Silâhlı Kuvvetler mevcudu içerisinde göstermemesi.
KISA BİR CÜMLE KÂFİ
Hatırlarsınız, 15 Temmuz’dan sonra ilân edilen OHAL kapsamında çıkartılan önemli kararnamelerden biri, Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu’nun 4. maddesinin “Jandarma Genel Komutanlığı, İçişleri Bakanlığı’na bağlıdır” şeklinde değiştirilmesi idi. Komutanlık bünyesindeki değişiklikler artık İçişleri tarafından yapılacak, birlikler sıkıyönetim, seferberlik ve savaş durumunda kuvvet komutanlıklarının emrine gireceklerdi ve Sahil Muhafaza da aynı şekilde Genelkurmay’dan alınarak İçişleri’ne bağlanmıştı.
Yukarıda da söyledim, Genelkurmay geçen Temmuz’un son haftasından itibaren Jandarma’nın mevcudunu artık Silâhlı Kuvvetler’deki asker mevcuduna dahil etmiyor. Bu durumda açıklanan sayılar eskiye göre bir hayli düşük görünüyor ve değişikliğin farkında olmayanlar yahut unutanlar da “Ne oluyoruz? Asker sayısı neden azaldı? Ordu bu kadar mı zayıf hâle geldi?” diye meraka düşüyor.
Asker sayısında öyle önemli bir azalma mevcut değil. Jandarma’nın 170 bin civarındaki personeli ile Sahil Muhafaza’nın birkaç bin kişilik kadrosunu ve sivil memurları ilâve ettiğinizde 15 Temmuz öncesinin sayılarını buluyorsunuz.
Genelkurmay asker sayısını duyururken açıklamanın altına “Jandarma Genel Komutanlığı’nın personeli ile Sahil Muhafaza birlikleri bu mevcudun dışındadır” gibisinden kısa bir ifade ilâve edecek olsa milletin “Eyvaaaah! Ordu erimiş, bitmiş” gibisinden boş düşüncelere kapılmasının önüne geçmiş olur.
'BİN' DİYE YAZMAK NEREDEN ÇIKTI?
Gazetelerimizde son zamanlarda sayılar tuhaf bir imlâ ile yazılır oldu: Meselâ “1100” yahut “1250” mi denecek; “bin 100”, “bin 250” gibisinden bir gariplik ediliyor.
Basınımız elli küsur seneden buyana sayıların rahatça okunmasını sağlayan bir yazım usulü kullanırdı ve hâlâ kullanıyor. Çok hâneli rakamlardaki binler, milyonlar ve milyarlar harfle; bunların başındaki sayılar da rakamlarla yazılıyor. “254.394.748” gibisinden zor okunacak sayı kümelerini “254 milyon 394 bin 748” diye yazıp rahatça anlıyoruz.
Yeni ortaya çıkan bu “bin” garabeti ise okumayı kolaylaştırmak değil, sanki zorlaştırmak için uydurulmuş gibi! Mizanpajda sayıyı sığdırmak maksadıyla böyle yazıyorlar desem hiç öyle değil, sayı daha da uzuyor ve hele cümle içerisinde tam bir dert. Okurken “bin”e geldiğinizde duruyor ve hattâ kekeliyor, ibâreyi baştan alıyorsunuz!
Oldu olacak Batı gazetelerindeki sayı yazma kuralını da alalım, “3 milyon” yahut “5 milyar” yerine “3m”, “5bn” diyelim, haberleri daha da okunmaz hâle getirmiş oluruz!