SİZ ÇOCUĞUNUZU SURİYE'YE GÖNDERİR MİSİNİZ?
http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=369194
Siz çocuğunuzu Suriye’ye gönderir misiniz?
Suriye’nin Türkiye’ye yönelik provokasyonları nihayet yanıt buldu. Ve Türkiye Suriye’deki bazı “hedefleri angajman kuralları çerçevesinde” vurduğunu açıkladı. Ama hedeflerin ve angajman kurallarının ne olduğu söylenmedi.
Diplomatik temaslar için dünyayı kat ederek arı gibi çalışan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu sonunda “Stratejik derinlik” doktronini uygulayacak bir fırsat bulduğundan sevinçli olmalı. Ama bu doktorinin ismini “Bataklık derinliği” diye değiştirmesi yerinde olacak.
TBMM’ye gönderilen tezkere tartışmaları geleneksel siyasi bir oyundan öteye gitmeyecek. Başbakanlık tezkeresinde Suriye’den gelen saldırıyla ilgili şu paragraf yer alıyor : “Bu durum, ulusal güvenliğimize ciddi tehdit ve riskler oluşturan bir aşamaya ulaşmıştır. Bu itibarla, ülkemize yönelebilecek ilave risk ve tehditlere karşı zamanında ve süratle hareket etmek ve gerekli tedbirleri almak ihtiyacı hasıl olmuştur. Bu çerçevede, hudut, şümul, miktar ve zamanı Hükümetçe takdir ve tespit edilmek kaydıyla, Türk Silahlı Kuvvetlerinin yabancı ülkelere gönderilmesi ve görevlendirilmesi ile bununla ilgili gerekli düzenlemelerin Hükümet tarafından belirlenecek esaslara göre yapılması için bir yıl süreyle izin verilmesini Anayasanın 92. maddesi uyarınca arz ederim.”
Yani Türk askeri hükümetin takdirine göre yabancı ülkelere (bu durumda Suriye’ye) gönderilerek görevlendirilecektir. Şimdi bazıları bunun kaçınılmaz olduğunu bize yapılan saldırının karşılıksız kalmaması gerektiğini falan söyleyecekler. Kimisi de bunu gurur meselesi yapıp Türk’ün prestijinin yerde kalmamasından söz edebilir.
Bu kimseler büyük olasılıkla Arap dünyasına “efendilik” yapmaya soyunan Türk hükümetinin nasıl büyük bir çaresizlik içine düştüğünü görmezden geliyorlardır. Onların kulağına yüksek noktalardan büyüleyici politika masalları üfleniyor olabilir.
Hükümetin Suriye politikasını yüzüne gözüne bulaştırmasını bir tarafa koyalım. Suriye’ye yapılan misillemenin finans piyasalarını alt üst ettiğini ve Türk lirasının değer kaybettiğini de bir süreliğine unutalım. Hatta bu tür bir savaşın sadece ekonomik istikrarla ayakta kalan iktidar için bile tehlike çanları çalacağını da duymalım. Ve olayı siyaset boyutundan çıkarıp kişisel boyuta uyarlayalım.
O zaman soru şu. Siz olsanız Suriye ile olası bir savaşa çocuğunuzu göndermek ister misiniz? Bir anne olarak benim yanıtım da bu: Değil oğlumu, Suriye’ye kedimi bile göndermem.