ASTSUBAYLAR NE İSTİYOR?-8 (LOJMAN ALAMAYANLAR KİRA YARDIMI İSTİYOR)
http://tbmm.interpress.com/(S(zpgguba20p430chwu00brwyv))/BasinAyrintiGoster.aspx?IDS=30499870&
ASTSUBAYLAR NE İSTİYOR? 8
Lojman alamayanlar kira yardımı istiyor
Lojman tahsis edilmeyen ordu personeline yaklaşık 400 TL kira yardımı yapılmasıyla ilgili teklif 6 Nisan 2012’den bu yana Milli Savunma Bakanlığında bekliyor. Astsubaylar, söz konusu teklifin bir an önce yasalaşmasını istiyor.
Yılan hikayesine döndü
Astsubayların özlük haklarında iyileştirme istekleri, belki de onların en önemli mücadelesi. Astsubaylar ve dolayısıyla astsubay emeklileri; maaşlarında ve özlük haklarında iyileştirme yapılmasını bekliyor. Yıllardır, astsubayların özlük haklarının iyileştirileceği, üzerinde çalışıldığı söyleniyor. Kimi zaman, en yetkili ağızlardan astsubayların sorunlarının çözümünün müjdesi veriliyor. Fakat bu, bir türlü gerçekleşmiyor. Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği’ne (TEMAD) göre; tutulmayan sözlerle uzayıp giden, sonu gelmeyen ve yılan hikayesine dönüştürülen bir süreç yaşanıyor. İşte derneğin yorumu:
"Çözümü ne kadar zor bir meseleymiş şu ‘astsubayların özlük haklarının iyileştirilmesi’ meselesi. Yıllardır irade sahipleri, askeri ve sivil yetkililer çalışma yapıyor, yasa tasarıları hazırlıyor. Didinip duruyorlar bizim için, sorunlarımızın çözümü için. Her ne hikmetse bir kördüğüm yumağına dönüştürülmüş sorunlar çözdükçe dolaşıyor. Ama milletvekillerinin maaşlarının artırılması ve sosyal haklarının iyileştirilmesi meselesi bir gece yarısı verilen önergeyle çözülüyor. 2 yıl milletvekilliği yapan vekilin emekliliğe hak kazanması ve ömür boyu maaş alması sağlanabiliyor. Başka iş yapmaları halinde emekli aylıklarının kesilmemesi sağlanabiliyor. Katkı payı ödemeden her türlü sağlık giderleri ödenerek en kaliteli hastanelerden sağlık hizmetleri almaları sağlanabiliyor. Milletvekillerine ‘yıpranma hakkı’ olarak bilinen ‘fiili hizmet zammı’ getirilebiliyor."
Bu kadarına da pes!
Bir astsubay şöyle haykırıyor: "Bu kadarına da ‘Pes’ diyoruz. Artık, ‘Yeter’ diyoruz. Astsubayların sorunları önemsiz ve yok mu sayılıyor? Astsubayların onur mücadelesi bütün gücüyle devam ediyor. Bilinmelidir ki şimdiye kadar yaşanan süreç bizi yıldırmadı, bezdirmedi. Daha da hırslandık, güçlendik, kenetlendik. Yolumuz ne kadar yokuşlu, tozlu, dumanlı, dikenli olsa da bu yolda yürümeye azmettik. Sonuna kadar mücadele edeceğiz. Zaman zaman umutsuzluğa düşmüş, bezginlik hissetmiş olsak da yine titreyip kendimize geleceğiz. Bizi bizden başka kimse engelleyemez."
Neden bize gelince böyle?
Bize ulaşan emekli bir astsubaya kulak veriyoruz: "23 yıllık meslek hayatımda ve emekli olduktan sonraki 2.5 yıllık dönemdeki sorunlarımı anlatmaya kalksam buna vakit yetmez. Özellikle maddi problemlerimizin ve mağduriyetlerimizin giderilmesi amacıyla birtakım yasal çalışmaların olduğu hep açıklanır durur. Geçmişte de Milli Savunma bakanları tarafından defalarca buna benzer açıklama yapılmasına rağmen bizlerin maaşlarına yansıtılan herhangi bir iyileştirme olmadı. Hep bu tür kuru laflarla oyalanmaktan bıktık. Bütçe olanakları elvermediği için Maliye Bakanı bu iyileştirme zammına ve görev tazminatına karşı çıkar. Bütçe olanakları subaylara gelince yeterli de astsubaylara gelince mi yetersiz? Hükümet neden konu astsubayların özlük hakları olunca işi bu kadar ağırdan alıyor? Gerekirse asgari ücret alalım ama kurum içinde adaletsizlik olmasın."
Hâlâ bekleyen iyileştirmeler
■ Halen. MİT ve Emniyet’ten emekli personele verilen 100 TL ilave ödemenin kıdemli binbaşı ve altındaki emekli subay, astsubay, uzman jandarma ve uzman erbaşlara da verilmesi isteniyor. Kanun tasarısı taslağı, 24 Ağustos 2011’de Milli Savunma Bakanlığı’na (MSB) gönderilmiş, MSB tarafından da 9 Eylül 2011’de Başbakanlık’a gönderilmiş. Hâlâ sonuç bekleniyor.
■ Afetlerde görevlendirilen subay, astsubay, uzman jandarma, uzman erbaş ve sözleşmeli erbaş ile erlere görev yaptıkları her gün için en yüksek devlet memuru aylığının brüt tutarının onda biri tutarında (63 TL) ödeme yapılması maksadıyla hazırlanan kanun tasarısı, 10 Nisan 2012 tarihinde MSB’ye gönderilmiş. Hâlâ sonuç bekleniyor.
■ Mevcut durumda lojman tahsis edilmeyen personele herhangi bir tazminat ödenmiyor. Lojman tahsis edilmeyen TSK personeline, yaklaşık 400 TL artış getirilmesini öngören teklif, 18 Haziran 2008 tarihinde MSB’ye gönderilmiş. Ancak 23’üncü yasama döneminde yasalaşmamış. Bunun üzerine söz konusu kanun tasarısının 24’üncü yasama döneminde yenilenmesi ve yasalaştırma faaliyetlerine devam edilmesi hususunu içeren Genelkurmay Başkanlığı yazısı 6 Nisan 2012 tarihinde MSB’ye gönderilmiş. Hâlâ sonuç bekleniyor.
■ Gelir seviyesi düşük olan binbaşı ve daha alt rütbedeki subay, astsubay, uzman jandarma ve uzman erbaşların maaşlarına yüzde 20 artış yapılması teklifi, 24 Ağustos 2011 ve 18 Kasım 2011 tarihlerinde, ayrıca binbaşı ve daha alt rütbedeki subay, astsubay, uzman jandarma ve uzman erbaş maaşlarına yüzde 20 artış sağlaması için TSK Hizmet Tazminatı’nda artış yapılmasına ilişkin teklif ise 15 Mayıs 2012 tarihinde MSB’ye gönderilmiş. Hâlâ sonuç bekleniyor.
■ TSK personeline fazla mesai ücreti ödenmesi konusundaki teklif 28 Mayıs 2012’de MSB’ye gönderilmiş. Hâlâ sonuç bekleniyor.
■ TSK personelinin özlük haklarını eğitim düzeyine göre düzenleyen tek gösterge tablosunun kullanılmasını öngören teklif, 23 Ocak 2012 tarihinde MSB’ye gönderilmiş. Hâlâ sonuç bekleniyor.
‘YANIT YOK’
Emekli Jandarma Astsubay Dede Ersel Aksu şunları söylüyor: "24 saat esasına göre tutulan nöbetlerde nöbet parasının ödenmesi gerekiyor. En ufak bir işte; devletin aracı, helikopteriyle günübirlik göreve, denetlemeye gidenler, rütbesine göre üst sınırdan ‘geçici görev yolluğu’ alırken, 24 saat nöbet tutan ve üzerine 12 saat mesai yapan personele; ‘Bu senin görevin’ demek ne kadar doğrudur? Nöbet tutan tüm personele nöbet başına en azından bir günlük ‘geçici görev yolluğu’ oranında ücret ödenmelidir. Tabii böyle bir uygulama başlarsa, gereksiz yere tutulan fazla nöbetler anında iptal edilir ve nöbet çeşitleri ile nöbet sayıları da azalır. Ancak bugüne kadar özlük haklarıyla ilgili yapılan hiçbir teklife hükümetçe olumlu cevap verilmemiştir. Genelkurmay Başkanlığı da yaptığı teklifleri ne derecede takip ettiğini ise ‘çalışmalar sürüyor’ diyerek açıklıyor."
‘Hakkımız olanı versinler yeter’
Bir başka astsubaya kulak verelim: "Halen çalışmakta olan sağlık astsubayıyım. Tüm hastanelerde uygulanan döner sermayenin askeri hastanelere uygulanmaması nedeniyle doktorlara sağlık hizmet ta
zminatı veriliyor. Fakat doktorlarla birlikte çalışan personel yok sayılıyor. Kesinlikle doktorların almış olduğunda gözümüz yok, zaten onlar da bunu biliyor. Ama doktorlarla birlikte çalışan, doktorun tanı ve tedavide doğru yol seçmesinde yardımcı olan, yani hastanın kanını alan, analiz eden, onu ameliyata hazırlayan, anesteziyi veren, pansumanını yapan, röntgen, tomografi, MR’ını çeken, protezini hazırlayan… Kısaca tüm tetkiklerini yapan ve birçok tedavide doktorun yanında ter döken astsubay, hemşire ve teknisyenler yok sayılmaktadır. Onların almış olduğu tazminat kadar talebimizin olması tabii ki düşünülemez fakat sağlık hizmetlerinin diğer bir ayağı olan bizler de hakkımız olduğu kadarının verilmesi gerektiğine inanıyorum."
‘KIDEM VERMEDİLER’
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın değişik kademelerinde 25 yıl çalıştıktan sonra emekli olan bir astsubay da şöyle konuşuyor: "Bu süre zarfında binbir zorlukla kendi imkanlarımla gecemi gündüzüme katarak üniversiteyi bitirdim. Ardından yüksek lisansımı tamamladım. Yapmış olduğum eğitimin karşılığında sadece bir derece verildi, yani 6 yıllık eğitimin karşılığı yalnızca 3 yıla eşit bir derece. Üstelik kıdem de vermediler. Aynı eğitimi alan bir subay olsaydı hem hakkı olan 2 dereceyi alacak hem de üst rütbeye terfi ederek emsallerinin önüne geçecekti. İşte ben sırf astsubay olduğum için bunlardan yararlandırılmadım. Bu çifte standardı yaratanlara yazıklar olsun. Şu anda emekliyim ve dünya markası bir otelde çalışıyorum. Yetkinliklerim o yabancılar tarafından takdir ediliyor ve terfiler alıyorum. Ama maalesef TSK benim gibi kendini geliştiren astsubaylar değil, her türlü eziyete koşulsuz katlanacak ‘çaycı’lar istiyor. Biz zam falan değil, hakkımız olanı istiyoruz. Yazı dizinizde bizlere söz hakkı verdiğiniz için şükranlarımı sunuyorum. Genelkurmay’ın maddi gücü karşısında benim gücüm yetersiz kalır, bu nedenle ismimi yazamıyorum. Saygılar sunuyorum."
YARIN: İNTİBAK DÜZENLEMESİ İSTİYORLAR