ESAS DURUŞTA DAYAK YEMİŞSİN… BİR DE ÇİKOLATA YE, UNUT GİTSİN
http://tbmm.ajanspress.com.tr/customer/basic/press/Displayer.aspx?id=33233780&
Çikolatasız bir emsal dava
“Sayın Talu aşağıda anlatacağım olaydan ötürü size teşekkürlerimi sunuyorum.
21 yılr TSK’da görev yapan bir “assubay”ım. Henüz yeni, hukuk adına basit ama
benim adıma büyük bir zafer kazandım.
Bana hakaret eden amirim olan yarbayın cezalandırılması için General’e dilekçeyle müracaat ettim, etmez olaydım.
General, evet sana hakaret etmiş ama iyi bir insandır deyip beni gönderdi odasından ve hiçbir işlem yapılmadığı gibi, sen misin amirini şikayet eden, beni her gördüğünde düzgün selam vermedin bir daha ver, demeye başladı.
Devamında yarbay tarafından baskı görmeye başladım.
Adalet beklediğim General tarafından başarıyla görev yaptığım yerden başka bir bölüğe tayinim çıkarıldı. Bir nevi, yarbaydan şikayetçi olmamdan dolayı cezalandırıldım.
Ben de Asliye Hukuk Mahkemesinde tazminat davası açtım ve 6 ay süren dava sonucunda yarbay tazminata mahkum edildi.
Size teşekkür ederim; bu davayı kazanmamda büyük payınız vardır. Çünkü benzer bir konuyu köşenizde yazmıştınız ve ben o yazınızı okumuş olmam sayesinde bu davayı açtım ve kazandım.( Tabii sivil mahkemede.)
Sayın Talu 1930 yılında kabul edilmiş ve hiç değiştirilmemiş olan Askeri Ceza Kanunu’na göre aynı suçu ben işlemiş olsaydım hiçbir şekilde ertelenmeyecek ve para cezasına çevrilmeyecek olan 6 ay hapis cezası alacaktım.
Bana bu kadar ağır cezayı layık gören askeri hukuk, bana karşı aynı suçu işleyen üst rütbeliye hiçbir ceza vermemekte.
Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasasının bile 4 defa değişmiş olmasına rağmen, 1930’da kabul edilmiş ve günümüz insan haklarına ve insan vicdanına hiçbir şekilde uymayan Askeri Ceza kanunu ve askeri mahkemelerin yapısının hiç değişmemiş olması çok düşündürücüdür.”