TSK'DA HEYECAN YOK
http://tbmm.ajanspress.com.tr/customer/basic/press/Displayer.aspx?id=31164660&
TSK DA HEYECAN YOK!
Ağustos, Türk milleti için mistik bir ay olduğu gibi geçmişi kahramanlıklarla dolu TSK içinde kutsal, heyecan yaratan, bir aydır.
Türk tarihine baktığımızda; Türk ordularının, hakanlarının, sultanlarının, bu ay İçinde çok büyük zaferler kazandığını, Kurtuluş savaşımızın da bu ay içinde zaferle neticelendiğini görürüz.
Bu ayın kutsallığına binaen, TSK’deki asker personelin, tüm terfileri de bu ay içinde yapılıp, rütbeler 30 Ağustos itibari ile yenilenir.
Bu durum, son yedi sekiz yıla kadar böyle olmuştur!
AKP iktidarının, TSK ne karşı başlattığı hesaplaşma, ordu içinde huzursuzluk yaratmakla kalmamış; hele son üç yılda ordunun en tepesi siyasallaşarak; AKP’nın emrinde olan bir görünümle nerede ise milli ordu olmak özelliğini kayıp etmiştir.
Askeri şuranın toplanmasına dört günden az bir zaman kalmışken; TSK inden biri korgeneral olmak üzere üç generalin istifa etmesi anlayanlar için ağır bir mesajdır.
Bu mesajın ana içeriği, Siyasi iktidara güvensizlik ile Genelkurmay Başkanlığının hakkaniyet içinde davranmayacağına olan inançtır. TSK’nın temeli disiplin ve güvene dayanır! AKP hükümetinin, Türkiye genelinde kurmuş olduğu şikâyet mekanizmasını, ordu içinde de aynı şekilde, daha da acımasızca devam ettirmesi, büyük bir disiplinsizliğe neden olurken, emir komuta makamları, astlarından çekinir hale gelmiştir.
AKP Hükümeti, çıkardığı bir torba yasa ile hiyerarşik müracaat zincirini kırarak, makam gözetmeksizin Cumhurbaşkanlığı makamı dâhil; her makama yapılan usulsüz şikâyetleri suç olmaktan çıkararak, en acımasız düşmanın bile yapamayacağı tahribatı yaparak; orduyu, disiplin ve moral bakımından çökertmiştir. Ordu içinde, Personel bir birinden korkar hale gelmiş, yaratılan espi yonaj teşkilatı siyasi iktidarın ordu üzerindeki hedeflerin ulaşmakta; birinci öncelikli aracı olmuştur.
Dört Ağustos tarihinde yapılacak olan Askeri Şura toplantısından sonra, daha birçok üst düzey subay ve generalin istifa edeceği söylenti olsa da, gerçek olacaktır.
Etrafı ateş çemberi ile çevrili olan Türkiye’nin, her geçen gün zayıflatılan ordusu korkulan olmaktan çıkmış, nerede ise komşu bazı devletlerin ordularına dönüştürülmüştür.
Ordunun bu zafiyetini iyi hesaplayan PKK, komşu ülkelerdeki yapılanmasını bir tarafa bıraktığımızda, Türkiye içinde mahalli idarelerini kurmuş, daha da ileri giderek Türkiye topraklarında, devletin karakol kurmasını bile engeller hale gelmiştir. PKK. PYD ve PEJAK’ın Siyasi kanadı olan BDP’nin vekilleri, sadece bağırarak kabadayılık yapan Başbakan Erdoğan’ı; günde on kez tehdit ederek sindirirken, bağımsız Kürdistan’ın varlığından rahatsızlık duyulmaması gerektiğini, hala uyanamayan halkımıza da kabul ettirmiştir. Bu da köpeksiz köyde değneksiz dolaşmak değil, TSK’nın zayıflığına inanmalarındandır. TSK içindeki bazı üst düzey Generallerin istifası onurlu bir davranıştır. Aynı onuru, yetmiş beş milyon kişinin karşısında, bir park tartışması nedeni ile Başbakan Erdoğan tarafından aşağılanan İstanbul B. Şehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın göstermesini beklemek nafiledir.
Bir dönem daha başkan olacağını açıklayan Topbaş’ın; hala küpünde eksik olduğunu düşünmesi komedidir.
Üstelik yaşını da almıştır.
Muhallebi dükkânı sayısı da azımsanmayacak derecede da çoğalmıştır.
İşte onur böyle bir şeydir. Yeri cüzdan değil vicdandır!