ASİTLİ SULARDA HAŞLANAN 15 BİN MEHMETÇİK
http://tbmm.ajanspress.com.tr/customer/basic/press/Displayer.aspx?id=21094851&
Asitli sularda haşlanan 15 bin Mehmetçik
Birinci Dünya Savaşı sonrasına dair bazı bilgi ve belgelerin ortaya çıkması, bazı kimselerde şok etkisi meydana getirdi.
Birçok gazete ve internet sitelerinde dehşet uyandıran ifadelerle, söz konusu tarihî hadise hakkındaki bilgileri özeti şöyledir:
Birinci Dünya Savaşı’nda esir düşen 15 bin askerimizin, Mısır’daki “Osmanlı Usera-yı Harbiye Kampı”nda, aşırı krizol (yakıcı asit) maddesi bulunan havuza sokarak kör edildiklerine dair belgelerin Genelkurmay’da olduğu ortaya çıktı.
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, CHP Ankara Milletvekili Sinan Aygün’ün konuyla ilgili sorusuna cevaben yaptığı açıklamada, Mısır’dan İzmir’e gelen mâlul esir kafilelerinin sayısı ve sağlık durumları ile ilgili bilgilerin Genelkurmay Askeri Tarih Stratejik Etüt (ATASE) Daire Başkanlığında olduğunu belirtti.
Bunları tekraren yazmıştık
Bu konuyla ilgili daha geniş bilgi ve belgelerin İngiliz arşivlerinde (Savaş Belgeleri) olduğunu hatırlatarak, bir hususu tekraren nazara vermek istiyoruz.
Biz de kendi çapımızda yaptığımız araştırmalar neticesinde, 19-21 Eylül 1918’de hezimetle neticelen Suriye-Filistin Cephesindeki Nablus Savaşı ve sonrasındaki tuhaflıklara (M. Kemal Paşa, bu dönemde Yıldırım Orduları Grup Komutanıdır) tâ yıllar öncesinden dikkati çekmiş ve nihayet 07.06.2012 tarihli köşemizde konuyu bir nebze toparlayarak şunları ifade etmiştik:
Asitli sularda haşlanan Mehmetçik
Birinci Dünya Savaşının son günlerine kadar düşmana karşı duran, dayanan ve teslimiyet bayrağını çekmeyen bu cephedeki Arap kabileleri ve müttefik Osmanlı kuvvetleri, her nasılsa son iki–üç ay içinde müthiş bir bozgun ile çöküntü içine girdi.
Cephe, en son safhada bütünüyle kaybedildi. On binlerce Osmanlı askeri İngilizler’e esir düştü.
Bu esirlerin de çoğu, tehcir sebebiyle oralara sürülmüş olan Ermeniler’in insafına terk edildi. Kin ve öfke dolu Ermeni çetecileri, esir durumdaki binlerce Müslüman Türk askerini çeşitli işkence metotlarıyla imhaya girişti.
TBMM Zabıt Ceridesi’nin Mayıs–Haziran 1921 tarihli sayılarında yer aldığı kadarıyla, 1918 yılı Eylül–Ekim aylarında, Filistin–Sina Cephesinde yaşanan mağlubiyet sebebiyle 150 bin kadar Osmanlı askeri İngilizlere esir düşmüş. Bu askerlerin çoğu, İngiliz sömürgesi ülkelere gönderilmiş ve bu arada 15 bin kadarı da İskenderiye civarındaki esirler kampına getirilerek, güya yıkanıp temizlenmeleri istenmiş.
Yıkanma havuzuna, yakıcı bir madde olan Krizol (Cresol) çok fazla miktarda konulduğu için, havuza dalan Mehmetçikler yanmışlar; çekinen, yahut itiraz edenler dipçik darbeleriyle başlarını sokmaya mecbur edilmişler ve pekçok askerimiz bu suretle gözlerini kaybetmiştir.
Geriye kalan yüz binden fazla Mehmetçiğin âkıbeti ise, hâlâ meçhûl durumda.
Öyle anlaşılıyor ki, o cephede Sarıkamış felâketini dahi aratacak derecede elim hadiseler cereyan etti.
Ancak, ne hikmetse o dehşetli hadiselerin çoğu karanlıkta kaldı. Bakalım, tam aydınlatma ne zaman tahakkuk edecek…
Garip bir rastlantı
İşgal filolarının İstanbul’a geliş tarihiyle bağlantılı olarak çok garip bir rastlantı var.
Aynı tarihe kadar VII. Ordu ile Yıldırım Orduları Kumandanı olarak (Ağustos–Kasım 1918) Suriye–Filistin Cephesinde bulunan M. Kemal, yine İngiliz işgal komutasındaki düşman donanmasının İstanbul Boğazına girdiği aynı gün içinde, yani 13 Kasım günü İstanbul’a gelir. (Bkz: Hemen bütün kaynaklardaki Atatürk Kronolojisi.)
07.06.2012 tarihli Yeni Asya