Dolar 34,5174
Euro 36,1929
Altın 2.980,09
BİST 9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara 16°C
Hafif Yağmurlu
Ankara
16°C
Hafif Yağmurlu
Cum 16°C
Cts 1°C
Paz 2°C
Pts 1°C

OLMAYAN BOMBALAR AŞKINA

OLMAYAN BOMBALAR AŞKINA
11/01/2013 12:39 PM
20.259
A+
A-

http://www.ajanspress.com.tr/customer/basic/press/Displayer.aspx?id=20556775&

Olmayan bombalar aşkına!

Silivri’de “Ergenekon”  adı altında birbirine eklemlenen 20 küsur davanın “temeli” , 12 Haziran 2007 günü Ümraniye’de bir gecekonduda 27 adet el bombasının bulunduğu iddiasıydı.
Soruşturmayı başlatanlara göre, bulunduğu iddia edilen bombaların sahibi gazi astsubay Oktay Yıldırım’dı. Ve yine soruşturmayı başlatanlara göre Ümraniye’de bulunduğu iddia edilen bu bombaların bazılarının seri numaraları ile 2006 yılı Mayıs ayında Cumhuriyet gazetesine atılan bombaların seri numaraları aynıydı!
 “Cadı avı”nı andıran süreç böyle başladı.
Sonra gelsin ev baskınları, gözaltılar, tutuklamalar, telekulaklar, insanların yatak odalarını bile pervasızca ortalığa saçmalar, binlerce sayfalık iddianameler, milyonlarca veriden oluşan ek klasörler, ölüme tahliyeler, hastalananlar, intiharlar, dramlar…
***
Çabuk unutuyoruz.
Ulusal Kanal’da Soner Yalçın’ı izledim önceki gece.
Daha önce Oda TV’de, sonra Oda TV davası kapsamında iki yıla yakın tutuklu kaldığı Silivri Cezaevi’nde yazdığı kitabı Samizdat’ta çok net, çok açık, çok yalın biçimde yazdığı kimi gerçekleri hatırlattı.
Onlardan belki de en çarpıcısı:
“Ümraniye’de bomba yok!”
Ve bir çağrı yaptı:
 “Devlet bana Ümraniye’de bomba bulunduğunu kanıtlasın!” 
*** 
Balyoz davasında gerekçeli kararın açıklanmasıyla bir kere daha çelişkileri, sahte CD’leri, şahıs-zaman-mekan tutarsızlıklarını, kurumların birbirinin tezlerini dolayısıyla da iddiaları çürüten beyanlarını tartışıyoruz ya…
Hepsi hikaye!
Bir adam  “var olduğu” dahi kanıtlanamamış el bombalarının sahibi olduğu gerekçesiyle beş buçuk yıldır cezaevinde tutuluyor bu ülkede!
Hem de tek başına bu bile yetiyorken o davalar heyulasını çökertmeye!
Cezaevinden yeni çıkmış bir adam, oğluna kavuşmuş, ne zoru var… Ama gazetecilik belası; ekranda bas bas bağırıyor işte:
 “Oktay Yıldırım benim babamın oğlu mu? Siyasi görüşümüz, her şeyimiz farklı. Bana ne! Keşke o el bombaları gerçekten var olsaydı. O zaman, ben de savcılığın iddialarının peşinden giderdim. Onlarla aynı tarafta mücadele ederdim. Ama yok. Ne yapabilirim, yok. Artık bu davaların savcısı olmayan Zekeriya Öz, en güvendiği dosya ile çıksın karşıma, canlı yayında tartışalım. Var olduğunu kanıtlasın. Ama yok.”
***
Duyan da yok!
*** 
Sorarım size:
Bir hukuk devletinde, yüzlerce insanın  “yok yere” cezaevinde tutulduğu, hem de kısık sesle, fısıltı halinde değil, bu kadar ayan beyan şekilde, canhıraş haykırışla iddia edilirken bir tek kurumdan bile ses çıkmaz mı?
Bir hukuk devleti, garantisi olduğu sistemin göz göre göre dehşet saçmasına, göz göre göre  “vatandaşları”nın hayatlarını çalmasına göz yumar mı?
***
Hukuk da koktuğuna göre;
Hikaye…
Akla ve vicdana sığmayan onca itiraz  “büyüklere masallar”  gibi geliyor demek ki bu ülkeyi yönetenlere.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.