GENÇ SUBAYLAR 'RAHATSIZ OLUN'
STAR GAZETESİ
http://haber.stargazete.com/politika/genc-subaylar-rahatsiz-olun/haber-711183
Genç subaylar ‘rahatsız olun’
18 Kasım’da düzenlenen Deniz Harp Okulu ve Deniz Lisesi’nin kuruluş yıldönümü töreninde yapılan Balyoz gösterisinin ardından, genç subaylara, ‘darbe davalarına dur’ demeleri için isyan ve emre itaatsizliği teşvik eden 21 maddelik bildiri dağıtıldığı ortaya çıktı.
BALYOZ Darbe Planı davası sanıklarının organizesiyle, Deniz Harp Okulu ve Deniz Lisesi’nin kuruluşunun 239. yıldönümü kutlamaları sırasında yapılan Balyoz eyleminin ardından Deniz Harp Okulu (DHO) öğrencilerine 4 sayfa ve 21 maddeden oluşan izinsiz bildiri dağıtıldığı ortaya çıktı. DHO’da “genç subaylar”a dağıtılan bildiride, TSK’nın komuta kademesi üzerinde baskı kurulması için isyan çağrısı yapılıyor.
İzinsiz 29 Ekim kutlaması örnek
“Deniz Harp Okulu ve Deniz Lisesinin Değerli Mezun ve Mensupları” hitabıyla başlayan bildiride, darbe davalarında yargılanan subayların “kendi vatanlarında esir tutuldukları” savunuldu. Davalarla Deniz Kuvvetleri’ndeki millileştirmenin engellendiği savunulan bildiride, “İlk zamanlar bu konuya şüpheyle yaklaşanların bu konuda artık şüpheden arınması” isteniyor. Soruşturmaların önlenmesi için yapılması gerekenlere 29 Ekim’de düzenlenen izinsiz gösteriler örnek gösterildi. Ankara’daki alternatif kutlamalarda olaylar çıkmış ve Türkiye gerilim ortamına sokulmuştu. Bildiride “29 Ekim ve 10 Kasım törenlerinde bilinçli ve örgütlü derneklerin neler yapabileceği topluma gösterilmiştir” ifadelerine yer verildi.
Sessiz kalan hain kadar suçlu
Bildiride, Genelkurmay Başkanlığı’nın “hukuka saygılıyız” açıklamaları “oyalama taktiği” olarak değerlendirilirken, emekli Genelkurmay Başkanları da “görev süreleri boyunca durumu idare edip olaysız bir şekilde emekli olmayı tercih etmekle” suçlandı. Bildiride “Ancak önümüzde olan dönemde ya bu personele ve atamızdan kalan mirasa sahip çıkacağız, ya da ‘susanlar, sessiz kalanlar, dilsiz şeytandır’, daha açıkçası ‘hainler ve işbirlikçileri kadar suçludur ve vebal altındadır’ konumunda vicdanlarımız ile baş başa kalacağız” denildi.
Tehdit ve baskı kokan ifadeler
Komuta kademesi ve personel üzerinde “lakap”, “Bahriye herkesin birbirini tanıyacağı kadar küçük”, “evladını düşmana terk eden komutan” gibi psikolojik baskı ve tehditlerin yer aldığı bildiride şu cümleler dikkat çekti:
-Silahlı Kuvvetler komuta heyetine artık sessiz kalma lüksleri olmadığını hatırlatabilir, emekliliklerinde ne bizlerin ne de genç neslin yüzüne nasıl bakacaklarını sorgulayarak hareket etmeleri gerektiğini her fırsat ve ortamda hatırlatabiliriz.
-Dün ve bugün ‘dilsiz şeytan’ olanların akıbetinin yarın emekli olduklarında Silivri olacağını, oraya konulduklarında nasıl yalnız kalındığı da görüldüğüne göre askerlik yeminine sadık kalmaları gerektiğini her ortam, her fırsat ve her durumda hatırlatabiliriz.
Bahriyeliler birbirlerini tanırlar
-Silah arkadaşlığı kavramının yeminden mezara kadar uzandığını söylemeli, terfi etmek, sürekli yurtdışı göreve gitmek gibi şahsi menfaat beklentileri veya korkular ile bu kavramın ortadan kalkamayacağını genç meslektaşlarımıza her fırsat ve ortamda anlatmalı ve onları ikaz etmeliyiz.
-Türk bahriyesi bölgesinde büyük ve güçlüdür. Ama insan sayısı olarak da herkesin birbirini tanıyacağı kadar küçüktür.
Ölsen de lakabın arkadan gelir
-Bahriyede kazanılan iyi ve kötü nam/lakaplar bizler emekli olsak da, dünyayı tek edinceye kadar hatta terk etsek bile evlatlarımıza söylenerek peşimizden gelir.
-Tanrı kimseyi evlatlarını bile bile kurban veren baba, yaralı askerlerini harp meydanında düşmanın insafına terk eden komutan durumuna düşürmesin.
EMEKLİ SUBAYLAR ‘GENÇ DENİZCİ’DEN NELER BEKLİYOR?
BİLDİRİDE, yapılan uyarı ve tehditlerin ardından ise yapılması istenenler son maddede sıralandı. Maddeler arasında, TSK komuta kademesine isyan da yer aldı. Bildirinin 21. maddesinde sıralanan yapılacaklar listesi kısaca şöyle:
-Gidilen her aile ortamı veya toplantıda, orduevi veya yemek salonlarında konu anlatılıp kamuoyunun bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi istendi.
-Törenlerde darbe davalarıyla ilgili yargılamalardan duyulan rahatsızlığın emekli veya muvazzaf her silah arkadaşıyla paylaşılması istendi.
-“Susan, sessiz kalan, vicdanlarının değil korkularının esareti olan” şeklinde nitelenen yönetici ve komutanların ikaz edilmesi ve hakkın helal edilmeyeceğinin bildirilmesi istendi.
-Tutuklu ailelerinin organize ettiği Sessiz Çığlık etkinliklerine herkesin katılması ve katılımın teşvik edilmesi istendi.
-Poyrazköy duruşmaları, Ergenekon duruşmalarına organize bir şekilde gidilerek desteğin gösterilmesi istendi.
-Genç subaylar ve askeri öğrencilerden Hasdal, Maltepe ve Mamak askeri cezaevlerinde tutuklu bulunan muvazzaf sanıklarla rutin ve kayıt dışı görüşmeler yapmak için cezaevlerine gidip, sanıklara ‘yanınızdayız’ mesajı vermeleri istendi.
-Emekli askerlerden de darbe davalarında sanık olan tutuklu askerleri, Silivri başta olmak üzere yattıkları cezaevlerinde sık sık ziyaret edip moral vermeleri talep edildi.
KOMUTANLARA SUÇLAMA
Geçen her komuta heyeti, gündemin 2 sene idare edilerek sorumlu oldukları dönemin bitmesi ile rahata kavuşacaklarını düşündü.
MUVAZZAFLAR KORKUYOR
Muvazzaf personelin büyük çoğunluğu korku içerisinde sanık ve sanık ailelerine destek hatta selam vermekten kaçınıyor.
DHO’DA ÖNCE EYLEM SONRA BİLDİRİ
DENİZ Harp Okulu ve Deniz Lisesi’nin kuruluşunun 239. yıldönümü nedeniyle Tuzla’daki Deniz Harp Okulu yerleşkesinde yapılan kutlamalar sırasında bazı emekli subayların Balyoz eylemi yaptıkları ort
aya çıkmıştı. 18 Kasım’da yapılan törende Deniz Harp Okulu’ndan mezun emekli askerler, Balyoz sanıklarının fotoğraflarını taşıyıp, sanıkların isimlerinin yazılı olduğu tişörtler giymişti. Askeri öğrencilerin arasında fotoğraf taşıyıp slogan atan emekli subaylara bazı öğrenciler de alkışlarla destek vermişti.